Sarıkamış Yolun Sonu, Balkan bozgunu ile başlayıp Sarıkamış'ta tamamlanan bir çöküşün dramatik tarihini gözler önüne seriyor. 1878 Savaşı'nda başlayıp 40 yıldan fazla süren ızdırabı aktaran Dr. Ramazan Balcı, ülkenin millî bünyesini sağlam tutmak için ortak acıların unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Azmin, fedakârlığın ve Türk halkı ve askerinin en zor şartlarda vatanı için neleri göze alabileceğinin bir göstergesi olan Sarıkamış, yüzyıllardır Türk toplumuyla beraber yaşayan bir takım unsurların, etle tırnak olduklarını unutup hangi değerleri göz ardı ederek neler yapabileceklerinin de ibret dolu belgeselidir.
Sarıkamış Yolun Sonu, sonu acıyla biten ve nice kan ve gözyaşına sebep olan bu problemlerin kaynağını görmemenin daha büyük bir felaket olduğunu gözler önüne seriyor.
"İlk günlerde zorluklar kendini göstermeye başladı. Kar ve tipi sebebiyle erzak ve cephane ambarları Yeniköy'den ileriye alınamadığından, kıtaların yiyecek ihtiyaçlarını bulundukları bölgelerden temin etmeleri isteniyordu. Ayrıca cephane idareli kullanılacaktı.
Her türlü olumsuzluğun geriden gelecek ikmalle değil, ilerde kavuşulacak nimetlerle giderileceği telkin edilmekteydi..."
Sarıkamış Yolun Sonu, Balkan bozgunu ile başlayıp Sarıkamış'ta tamamlanan bir çöküşün dramatik tarihini gözler önüne seriyor. 1878 Savaşı'nda başlayıp 40 yıldan fazla süren ızdırabı aktaran Dr. Ramazan Balcı, ülkenin millî bünyesini sağlam tutmak için ortak acıların unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Azmin, fedakârlığın ve Türk halkı ve askerinin en zor şartlarda vatanı için neleri göze alabileceğinin bir göstergesi olan Sarıkamış, yüzyıllardır Türk toplumuyla beraber yaşayan bir takım unsurların, etle tırnak olduklarını unutup hangi değerleri göz ardı ederek neler yapabileceklerinin de ibret dolu belgeselidir.
Sarıkamış Yolun Sonu, sonu acıyla biten ve nice kan ve gözyaşına sebep olan bu problemlerin kaynağını görmemenin daha büyük bir felaket olduğunu gözler önüne seriyor.
"İlk günlerde zorluklar kendini göstermeye başladı. Kar ve tipi sebebiyle erzak ve cephane ambarları Yeniköy'den ileriye alınamadığından, kıtaların yiyecek ihtiyaçlarını bulundukları bölgelerden temin etmeleri isteniyordu. Ayrıca cephane idareli kullanılacaktı.
Her türlü olumsuzluğun geriden gelecek ikmalle değil, ilerde kavuşulacak nimetlerle giderileceği telkin edilmekteydi..."