Birinci Dünya Savaşı'nın ünlü generali Erich Ludendorff (1865-1937) bir askeri teori eseri olan “Savaş Yönetimi ve Siyaset” adlı kitabını 1921 yılında yazdı. Bu eseri neden yazdığını kendisi şöyle ifade ediyor: “Siyaset ve Savaş Yönetimi hakkında çok şey yazılmıştır. Benim de aynı şeyi yapmamın ve Savaş Yönetimi kavramını öne çıkarmamın sebebi, bizde bu kavramın tam olarak anlaşılmamış olmasıdır. Siyaset ve Savaş Yönetimi arasındaki etkileşim çoğu kez, savaşın acı gerçekleri ve halkların yaşam ve iktidar arzuları bağlamından kopuk olarak, tek taraflı ve sadece siyasi partinin bakış açısı ve siyasi düşünce tarzı ile değerlendirilmektedir.“
Ludendorff eserinde önce General von Clausewitz, Büyük Frederik, Bismarck ve General Moltke'nin savaş hakkındaki düşüncelerini özetliyor. Mutlak Savaş ve Gerçek Savaş kavramlarına açılık getiriyor. Eski savaşlarla dönemlerindeki savaşlar arasındaki farklara dikkat çekiyor.
Ludendorff, savaşın kazanılmasında Yurtiçi'ndeki halkın morali (Halk Ruhu) ile cephedeki askerin motivasyonu arasındaki etkileşime sık sık temas etmekte, zaman zaman halkın yeterli motivasyona sahip olmadığından, Siyaset Kurumu'nun bu konuya gerekli önemi vermediğinden şikayet etmektedir.
Ludendorff, hükümetlerin savaşın ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef olduğunu, bu bağlamda Harp Ekonomisi'nin çok önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Eserin ana konusu, savaşın siyasi hedefini belirleyen Siyaset Kurumu ile askeri hedefe ulaşmakla yükümlü Savaş Yönetimi arasındaki ilişkilerdir. Ludendorff, “Ben Siyaset ile Savaş Yönetimi arasında zıtlık bulunmasını hiçbir zaman mutluluk verici bir şey olarak görmedim. Çünkü böyle bir şey yok; en azından olmamalı. Sonuç olarak, Siyaset ile Savaş Yönetimi içiçedir, birdir” diyor.
Elinizdeki kitapta, Birinci Dünya Savaşı sırasında Siyaset Kurumu ile Savaş Yönetimi arasındaki ilişkilerin inişli çıkışlı olduğunu; bazen ahenk içinde, bazen gerilimli olduğunu göreceksiniz.
Birinci Dünya Savaşı'nın ünlü generali Erich Ludendorff (1865-1937) bir askeri teori eseri olan “Savaş Yönetimi ve Siyaset” adlı kitabını 1921 yılında yazdı. Bu eseri neden yazdığını kendisi şöyle ifade ediyor: “Siyaset ve Savaş Yönetimi hakkında çok şey yazılmıştır. Benim de aynı şeyi yapmamın ve Savaş Yönetimi kavramını öne çıkarmamın sebebi, bizde bu kavramın tam olarak anlaşılmamış olmasıdır. Siyaset ve Savaş Yönetimi arasındaki etkileşim çoğu kez, savaşın acı gerçekleri ve halkların yaşam ve iktidar arzuları bağlamından kopuk olarak, tek taraflı ve sadece siyasi partinin bakış açısı ve siyasi düşünce tarzı ile değerlendirilmektedir.“
Ludendorff eserinde önce General von Clausewitz, Büyük Frederik, Bismarck ve General Moltke'nin savaş hakkındaki düşüncelerini özetliyor. Mutlak Savaş ve Gerçek Savaş kavramlarına açılık getiriyor. Eski savaşlarla dönemlerindeki savaşlar arasındaki farklara dikkat çekiyor.
Ludendorff, savaşın kazanılmasında Yurtiçi'ndeki halkın morali (Halk Ruhu) ile cephedeki askerin motivasyonu arasındaki etkileşime sık sık temas etmekte, zaman zaman halkın yeterli motivasyona sahip olmadığından, Siyaset Kurumu'nun bu konuya gerekli önemi vermediğinden şikayet etmektedir.
Ludendorff, hükümetlerin savaşın ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef olduğunu, bu bağlamda Harp Ekonomisi'nin çok önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Eserin ana konusu, savaşın siyasi hedefini belirleyen Siyaset Kurumu ile askeri hedefe ulaşmakla yükümlü Savaş Yönetimi arasındaki ilişkilerdir. Ludendorff, “Ben Siyaset ile Savaş Yönetimi arasında zıtlık bulunmasını hiçbir zaman mutluluk verici bir şey olarak görmedim. Çünkü böyle bir şey yok; en azından olmamalı. Sonuç olarak, Siyaset ile Savaş Yönetimi içiçedir, birdir” diyor.
Elinizdeki kitapta, Birinci Dünya Savaşı sırasında Siyaset Kurumu ile Savaş Yönetimi arasındaki ilişkilerin inişli çıkışlı olduğunu; bazen ahenk içinde, bazen gerilimli olduğunu göreceksiniz.