Bu kitapta yer alan metinler bildiğimiz anlamda birer hikaye değil. Hikaye tadında hatıra denilebilir belki. Bu türün edebiyatımızdaki değerli ustalarından Abdülhak Şinasî Hisar, Ziya Osman Saba ve Sâmiha Ayverdi, hatıralarını hikayeleştirmiş ve bize büyük bir zevkle okutarak kıymetli eserler bırakmışlardır.
Bazı edebiyat tarihçileri bunları hikaye, bazıları da hatıra sınıfına dahil etmektedir. Çok da önemli değil aslında. Zaten son yıllarda edebi türler konusunda kesin bir ayrıma gidilemeyeceği kanaati yaygınlaşmış bulunmaktadır. Bazı hikayecilerimizin, roman çağındaki kitapları "hikaye" adıyla çıkıyor. Bu işin teknik tarafı. Muhtevaya gelince, bir kısmı hayal mahsulüdür bu metinlerin, bir kısmı hakikat. Bunların arasında hayal gerçek karışımı olanlar da var şüphesiz. Mazide yaşanmış hatıralar, edinilmiş intibalar, unutulmayan anektodlar bu kitabın bütününe sinmiştir.
Bu kitapta yer alan metinler bildiğimiz anlamda birer hikaye değil. Hikaye tadında hatıra denilebilir belki. Bu türün edebiyatımızdaki değerli ustalarından Abdülhak Şinasî Hisar, Ziya Osman Saba ve Sâmiha Ayverdi, hatıralarını hikayeleştirmiş ve bize büyük bir zevkle okutarak kıymetli eserler bırakmışlardır.
Bazı edebiyat tarihçileri bunları hikaye, bazıları da hatıra sınıfına dahil etmektedir. Çok da önemli değil aslında. Zaten son yıllarda edebi türler konusunda kesin bir ayrıma gidilemeyeceği kanaati yaygınlaşmış bulunmaktadır. Bazı hikayecilerimizin, roman çağındaki kitapları "hikaye" adıyla çıkıyor. Bu işin teknik tarafı. Muhtevaya gelince, bir kısmı hayal mahsulüdür bu metinlerin, bir kısmı hakikat. Bunların arasında hayal gerçek karışımı olanlar da var şüphesiz. Mazide yaşanmış hatıralar, edinilmiş intibalar, unutulmayan anektodlar bu kitabın bütününe sinmiştir.