Seherde Serçenin Gördüğüdür

Denizi İlk Kez Gören Bir Çocuğun Yaşlanmasına Dair

denizi ilk kez gören bir çocuğun yaşlanmasına dair
söyle ona, kendi içime sarkıttığım ip
uzun düşmelerden sonra bir dibe vurmazsa,
içimde bir büyük el, bir büyük eli tutmazsa,
tutmazsa ve çekip çıkarmazsa,
de ki ona, o dem bir geyik bakışı kalır gözlerimde.
gerdanı kırık bir ceylan kalır.
hüzünlü bir maral kalır dipsiz ormanlarda.
hüzünlü bir maral ki küsmüştür,
inmez vadiye, kalır artık o dağlarda.

de ki ona göğün en mavi yerinden ağlaması yağmur
hırçın bakışı göğün en kül rengi bulut olmasa,
benden göğe bir buhur, bir ruh gibi göğe doğru yağmasa,
bazı şeyleri insan, havanın ansızın kabaran gözyaşından anlamasa, de ki ona, kalpte o dem neçe kelebekler kıpırdanır.
ve sor ona, hani yüklü bir buluttun da ağlayacaktın,
önce ılık bir rüzgar sonra nemli bir yeldi,
sonra denizin eli, o ne menem bir eldi
göğsüme değdi de kör oldum.
nerde deniz dedim eyvah nerde deniz
denizi göremedim de kör oldum.

bir de sen söyle ona ve de ki:
hani ilkin kendi sessizliğiyle yüzleşir
bir dağa bağıran, sesi bir yağmur olur ve yağar üstüne.
hani insan esneyince boşluk da esner, evren de hani
gelir üstüne üstüne, gelir üstüne üstüne.
de ki ona korku, burnunda siğilli bir cadı
kör bir kurşun gibi kovalardı da seni,
erkek kardeştin ve ansızın bir göl olurdun,
kız kardeştin gölün üstünde ansızın bir kuğu.
tehlike geçtiğinde yokluğu bulduydun,
bulduydunuz o dipsiz yokluğu.

seni dinler belki, sen yine ona de ki:
şimdi kalbimden iki el çıksa,
iki dua eden el,
sana uzansa, o kararan semaya.
içim bulutlu o dem göğün içi de bulutlu.
içimde fırtına gök de bugün kasvetli.
yağmur yağacak evet yağmur yağacak
de ki ağlama,
şimdi uykun kaçacak.
n'olur uykunun tülünü gözyaşınla ıslatma.
böyle de, aynen böyle de sen ona.

ay güneşi görür, güneşse ayı
tutulurlar birbirlerine tutuldu dilim.
denizi ilk görüşüm, denizi ilk seyredişim
tutuldu dilim tutuldu dilim tutuldu dilim.