Şehir Sünnettir

Stok Kodu:
9786058029354
Boyut:
13.50x20.00
Sayfa Sayısı:
384
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
50,00
9786058029354
708515
Şehir Sünnettir
Şehir Sünnettir
50.00

Şehir Sünnettir kitabı şehir yerleşmesinin insanlığın en başında Hz. Âdem ile gerçekleştiği düşüncesinden hareket etmektedir. Kentler şehirlerin yozlaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Medeniyetin inşa ettiği “şehir” ile uygarlığın belirdiği “kent” arasında çatışma bulunmaktadır. Böyle bir yaklaşım, kent karşıtı duruşunu kırsala yönelten düşüncelerden kopmaktadır. “Şehir sünnettir” tezi uygarlık-medeniyet kavramlarının tefrik edilmesini de zarurî görmektedir.

Bu paradigmada uygarlık, bir tekno-bilimsel egemenlik sistemi olarak değerlendirilmektedir. Kur'an, geçmiş tüm uygarlıklarda insan emeğinin sistematik olarak sömürüldüğünü, servetin belli ellerde yığıldığını işaret etmektedir. Uygarlıkların temel niteliğinin “ekini ve nesili bozmak” olduğu beyanına dayanan “şehir sünnettir” paradigması, medeniyeti ise ekini ve nesli koruyan, Allah için açları ve yoksulu doyuran ahlâkî topluluk tasavvuru olarak ele almaktadır.

Kitaptaki tez, yeryüzü tarihini nübüvvet tarihi ekseninde okumaktadır. Hz. Âdem'den beri gelen İslâm milletinin bir medeniyet yürüyüşü bulunmaktadır. Müslümanlar uygarlığın mirasçısı değildir. Bu anlamda kitap, sünnetin şehir kurmak meselesiyle bağını esas almakta, “kent içinde sünneti yaşayan Müslüman” algısına eleştirel nazarla yaklaşmaktadır.

Şehir Sünnettir kitabı şehir yerleşmesinin insanlığın en başında Hz. Âdem ile gerçekleştiği düşüncesinden hareket etmektedir. Kentler şehirlerin yozlaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Medeniyetin inşa ettiği “şehir” ile uygarlığın belirdiği “kent” arasında çatışma bulunmaktadır. Böyle bir yaklaşım, kent karşıtı duruşunu kırsala yönelten düşüncelerden kopmaktadır. “Şehir sünnettir” tezi uygarlık-medeniyet kavramlarının tefrik edilmesini de zarurî görmektedir.

Bu paradigmada uygarlık, bir tekno-bilimsel egemenlik sistemi olarak değerlendirilmektedir. Kur'an, geçmiş tüm uygarlıklarda insan emeğinin sistematik olarak sömürüldüğünü, servetin belli ellerde yığıldığını işaret etmektedir. Uygarlıkların temel niteliğinin “ekini ve nesili bozmak” olduğu beyanına dayanan “şehir sünnettir” paradigması, medeniyeti ise ekini ve nesli koruyan, Allah için açları ve yoksulu doyuran ahlâkî topluluk tasavvuru olarak ele almaktadır.

Kitaptaki tez, yeryüzü tarihini nübüvvet tarihi ekseninde okumaktadır. Hz. Âdem'den beri gelen İslâm milletinin bir medeniyet yürüyüşü bulunmaktadır. Müslümanlar uygarlığın mirasçısı değildir. Bu anlamda kitap, sünnetin şehir kurmak meselesiyle bağını esas almakta, “kent içinde sünneti yaşayan Müslüman” algısına eleştirel nazarla yaklaşmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat