“Bir gün benimle birlikte İstanbul'u keşfetmeye gelmiş olan Hollandalı turistlerle birlikteydim. Şehre vardıkları gün Taksim'de onlara bu şehrin yirminci yüzyıl içinde ne kadar değiştiğini anlattım. Konuşmamı bitirdiğimde yaşlıca bir beyefendi, ‘Kitabınızı okudum,' dedi, ‘İstanbul'u çok sevdiğiniz anlaşılıyor, acaba bunun nedeni nedir?'” Harika bir soru ama bunun cevabını hâlâ verecek durumda değilim. Nedeni, güzel günlerde maviden daha mavi olan gökyüzü mü? Tarihine duyduğum ilgi ve bağlılık mı? İstanbul'un neresinde yürürseniz yürüyün sizden önce milyonlarca kişinin orada yürüdüğü bilirsiniz. Yoksa insanları mı? Burada herkesin anlatacağı bir hikâyesi var, bazen keyifli, genellikle hüzünlü ama her zaman ilginç hikâyeler bunlar.
Bu kitap benim İstanbul'daki deneyimlerimin yansıması. Türkiye'de yabancı olmak hem avantaj hem de dezavantaj. Bazı Türkler yabancı olduğunuz için size güvenmeyecektir ama birçokları da özellikle yabancı olduğunuz için sizinle ülkeleri ve hayatlarıyla ilgili birçok duyguyu paylaşacaktır. Türkiye'deki sosyal bölünme çok büyük, meselâ; katı laik bir Türk ile katı dindar bir Türk genellikle bir araya gelip hayatla ilgili keyifli bir sohbet yapmazlar. Oysa birçok İstanbullu benimle hayatını paylaştı, onlara bu nedenle çok müteşekkirim.
Ben dürüstlüğe inanırım. Bu kitabın İstanbul için bir methiye olduğunu düşünenler kitabı hemen ellerinden bırakabilirler –gerektiği yerde sözümü sakınmam. Hollanda'yla ilgili de hiçbir zaman methiye içerikli yazmam –her ülkenin kendine göre sorunları vardır ve bu sorunları çözmenin en doğru yolu bunları dürüstçe kâğıda dökmektir. Hollandalılar şikâyet etmekten büyük zevk alırlar, sanırsınız ki Kuzey denizindeki küçük ülkelerinin sonu gelmiş. Hollanda'da bulunduğum zamanlar onları sarsarak kendilerine getirme isteği duyuyorum. “Neden bu kadar şikâyet ediyorsunuz? Hollanda'daki işsiz sayısının Avrupa ülkelerinin en düşüğü olduğunu bilmiyor musunuz?” Birçok Türk dostuma da daha meraklı olmalarını önermek istiyorum. Ait olduğunuz gruptan dışarı çıkın, kendinizden tamamen farklı kişilerle görüşün, kim bilir neler keşfedeceksiniz.”
Bernard Bouwman
“Bir gün benimle birlikte İstanbul'u keşfetmeye gelmiş olan Hollandalı turistlerle birlikteydim. Şehre vardıkları gün Taksim'de onlara bu şehrin yirminci yüzyıl içinde ne kadar değiştiğini anlattım. Konuşmamı bitirdiğimde yaşlıca bir beyefendi, ‘Kitabınızı okudum,' dedi, ‘İstanbul'u çok sevdiğiniz anlaşılıyor, acaba bunun nedeni nedir?'” Harika bir soru ama bunun cevabını hâlâ verecek durumda değilim. Nedeni, güzel günlerde maviden daha mavi olan gökyüzü mü? Tarihine duyduğum ilgi ve bağlılık mı? İstanbul'un neresinde yürürseniz yürüyün sizden önce milyonlarca kişinin orada yürüdüğü bilirsiniz. Yoksa insanları mı? Burada herkesin anlatacağı bir hikâyesi var, bazen keyifli, genellikle hüzünlü ama her zaman ilginç hikâyeler bunlar.
Bu kitap benim İstanbul'daki deneyimlerimin yansıması. Türkiye'de yabancı olmak hem avantaj hem de dezavantaj. Bazı Türkler yabancı olduğunuz için size güvenmeyecektir ama birçokları da özellikle yabancı olduğunuz için sizinle ülkeleri ve hayatlarıyla ilgili birçok duyguyu paylaşacaktır. Türkiye'deki sosyal bölünme çok büyük, meselâ; katı laik bir Türk ile katı dindar bir Türk genellikle bir araya gelip hayatla ilgili keyifli bir sohbet yapmazlar. Oysa birçok İstanbullu benimle hayatını paylaştı, onlara bu nedenle çok müteşekkirim.
Ben dürüstlüğe inanırım. Bu kitabın İstanbul için bir methiye olduğunu düşünenler kitabı hemen ellerinden bırakabilirler –gerektiği yerde sözümü sakınmam. Hollanda'yla ilgili de hiçbir zaman methiye içerikli yazmam –her ülkenin kendine göre sorunları vardır ve bu sorunları çözmenin en doğru yolu bunları dürüstçe kâğıda dökmektir. Hollandalılar şikâyet etmekten büyük zevk alırlar, sanırsınız ki Kuzey denizindeki küçük ülkelerinin sonu gelmiş. Hollanda'da bulunduğum zamanlar onları sarsarak kendilerine getirme isteği duyuyorum. “Neden bu kadar şikâyet ediyorsunuz? Hollanda'daki işsiz sayısının Avrupa ülkelerinin en düşüğü olduğunu bilmiyor musunuz?” Birçok Türk dostuma da daha meraklı olmalarını önermek istiyorum. Ait olduğunuz gruptan dışarı çıkın, kendinizden tamamen farklı kişilerle görüşün, kim bilir neler keşfedeceksiniz.”
Bernard Bouwman