Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler 1

Stok Kodu:
3990000002450
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
35,00
26,25
3990000002450
408684
Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler 1
Seke Seke Ben Geldim - Sekmeler 1
26.25

Küçükken kızlarla seksek oynamayı kendime yakıştıramadığımı, fakat biraz da hasetle kenardan oyunlarını seyrettiğimi hatırlıyorum. Uygun bulduğum oyun ''Seke seke ben geldim" diye başlayanıydı; onda da hiç seken ve seçen olamadım. Oysa, bizim takımın başına bir kerecik beni seçelerdi, arkadaşlarımı nasıl da eğlendirecektim.

Seke seke ben geldim!

Hoş geldin, safâ geldin. Ne istiyorsun?

Anam temizlik yaptı, yüreği yanmış; soğuk bir karpuz istiyorum.

Seç seçebildiğini...

İzni koparınca, seke seke çocuklara yönelip herbirinin kafasını mıncıklayarak kelekleri, geçkinleri ne de güzel ayıklardım; ama olmadı. Kısmet bugüne imiş. Şimdilerde yaş kemale ermiş de olsa, zayıf bacaklarım üstünde oflaya puflaya sekerek aynı oyunu edebiyatta oynamaya çalışıyorum. Edebiyat dünyasının geçkinleri-hamları, suluları-suyu kaçmışları, kuytuda fark edilmeyi bekleyen olgunları, kendini pahalıya satan kelekleri, sıkıp fiskeleyerek yahut okkalayıp şaplaklayarak sesini dinlediklerim, yiyip tadını sevdiklerim, yemeyip eşeğe verdiklerim, Nasreddin Hoca gibi "değdi-değmedi" derken hepsini silip süpürdüklerim üzerine diyeceklerim var ve onları yazmazsam eksikleneceğim.

Haydi, oyuna başlayalım.

Seke seke ben geldim!

Küçükken kızlarla seksek oynamayı kendime yakıştıramadığımı, fakat biraz da hasetle kenardan oyunlarını seyrettiğimi hatırlıyorum. Uygun bulduğum oyun ''Seke seke ben geldim" diye başlayanıydı; onda da hiç seken ve seçen olamadım. Oysa, bizim takımın başına bir kerecik beni seçelerdi, arkadaşlarımı nasıl da eğlendirecektim.

Seke seke ben geldim!

Hoş geldin, safâ geldin. Ne istiyorsun?

Anam temizlik yaptı, yüreği yanmış; soğuk bir karpuz istiyorum.

Seç seçebildiğini...

İzni koparınca, seke seke çocuklara yönelip herbirinin kafasını mıncıklayarak kelekleri, geçkinleri ne de güzel ayıklardım; ama olmadı. Kısmet bugüne imiş. Şimdilerde yaş kemale ermiş de olsa, zayıf bacaklarım üstünde oflaya puflaya sekerek aynı oyunu edebiyatta oynamaya çalışıyorum. Edebiyat dünyasının geçkinleri-hamları, suluları-suyu kaçmışları, kuytuda fark edilmeyi bekleyen olgunları, kendini pahalıya satan kelekleri, sıkıp fiskeleyerek yahut okkalayıp şaplaklayarak sesini dinlediklerim, yiyip tadını sevdiklerim, yemeyip eşeğe verdiklerim, Nasreddin Hoca gibi "değdi-değmedi" derken hepsini silip süpürdüklerim üzerine diyeceklerim var ve onları yazmazsam eksikleneceğim.

Haydi, oyuna başlayalım.

Seke seke ben geldim!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat