Hem Özgüvenli Hem Disiplinli
Semerkand Aile dergisi Mart sayısında, çocuklar için özgüven ve disiplin dengesini kapağa taşıyor. “Bizden önceki nesillerde disiplin sağlamak ön plandaydı, çocuğa özgüven aşılamak ise bahsi geçen bir mevzu değildi” sözleriyle dikkat çeken kapak dosyasında kavramlara doğru yönden bakmamız gerektiği ifade ediliyor: “Disiplin kavramını ele aldığımızda geleneksel olarak bozuk olan bir şeyi düzeltmek, ceza vermek, zor olanı yapmak gibi olgular zihnimizde belirebiliyor. Oysa bu düşünce biçimi insanın mükemmel bir biçimde var olmadığı olgusunu doğrular nitelikte. Biz ise düşünce mirası olarak insanın mükemmel şekilde yaratıldığına ve o şekilde doğduğuna inanırız. Öyleyse disiplin, bozuk olanı düzeltmekten ziyade mevcut özelliklere odaklanarak öz beden ve temel zihin kontrolü sağlayarak daha pozitif bir olgu haline dönüştürülebilir.”
“Hem Özgüvenli Hem Disiplinli Olamaz mı?” başlığıyla Afra Arslan tarafından kaleme alınan kapak dosyasında, çocuklara düzenli bir hayat sunmanın ve onların birer fert olduğu gerçeğini kaçırmamanın disiplin-özgüven dengesindeki önemine vurgu yapılıyor.
Evlilik sayfalarında Hatice Metin, eşlerin neden değersiz hissettiği üzerinde duruyor. Evlilikte değer görüyor olmanın da bir ihtiyaç olduğuna değinilen yazıda, beklenti ve kişilik farklılıkları söz konusuyken birbirine değerli hissettirmenin nasıl sağlanacağı anlatılıyor.
Fikriyat köşesinde Hatice Çalış, insanı imansızlığa götüren faktörlerin altındaki psikolojiyi irdeliyor. Konunun emirleri kabullenmeme ve başkalarının sözlerinden etkilenme bağlamında ele alındığı yazıda, imansızlığın esasında bir takım zaaflar nedeniyle ortaya çıktığı anlatılıyor.
“Ana Kucağından Sonraki İlk Yuvamız: Beşik” başlığıyla Huriye Karnap atalarımızın kullandığı beşik çeşitlerini, farklılıklar ve benzerlikleri anlatıyor. Kültür sayfalarında Zehra Korkmaz ise saatin edebiyat ve tasavvufta hangi manayı karşıladığını aktarıyor.
Hem Özgüvenli Hem Disiplinli
Semerkand Aile dergisi Mart sayısında, çocuklar için özgüven ve disiplin dengesini kapağa taşıyor. “Bizden önceki nesillerde disiplin sağlamak ön plandaydı, çocuğa özgüven aşılamak ise bahsi geçen bir mevzu değildi” sözleriyle dikkat çeken kapak dosyasında kavramlara doğru yönden bakmamız gerektiği ifade ediliyor: “Disiplin kavramını ele aldığımızda geleneksel olarak bozuk olan bir şeyi düzeltmek, ceza vermek, zor olanı yapmak gibi olgular zihnimizde belirebiliyor. Oysa bu düşünce biçimi insanın mükemmel bir biçimde var olmadığı olgusunu doğrular nitelikte. Biz ise düşünce mirası olarak insanın mükemmel şekilde yaratıldığına ve o şekilde doğduğuna inanırız. Öyleyse disiplin, bozuk olanı düzeltmekten ziyade mevcut özelliklere odaklanarak öz beden ve temel zihin kontrolü sağlayarak daha pozitif bir olgu haline dönüştürülebilir.”
“Hem Özgüvenli Hem Disiplinli Olamaz mı?” başlığıyla Afra Arslan tarafından kaleme alınan kapak dosyasında, çocuklara düzenli bir hayat sunmanın ve onların birer fert olduğu gerçeğini kaçırmamanın disiplin-özgüven dengesindeki önemine vurgu yapılıyor.
Evlilik sayfalarında Hatice Metin, eşlerin neden değersiz hissettiği üzerinde duruyor. Evlilikte değer görüyor olmanın da bir ihtiyaç olduğuna değinilen yazıda, beklenti ve kişilik farklılıkları söz konusuyken birbirine değerli hissettirmenin nasıl sağlanacağı anlatılıyor.
Fikriyat köşesinde Hatice Çalış, insanı imansızlığa götüren faktörlerin altındaki psikolojiyi irdeliyor. Konunun emirleri kabullenmeme ve başkalarının sözlerinden etkilenme bağlamında ele alındığı yazıda, imansızlığın esasında bir takım zaaflar nedeniyle ortaya çıktığı anlatılıyor.
“Ana Kucağından Sonraki İlk Yuvamız: Beşik” başlığıyla Huriye Karnap atalarımızın kullandığı beşik çeşitlerini, farklılıklar ve benzerlikleri anlatıyor. Kültür sayfalarında Zehra Korkmaz ise saatin edebiyat ve tasavvufta hangi manayı karşıladığını aktarıyor.