“Aklımı yitirmek üzereyim
Deliriyor gibi oluyorum sanki
Nasıl bir şeyse delirmek
Sıyrılıyor gibi aklım bedenimden
Bir nedensizlik beliriyor beynimin içinde
Hissizlik hissi hissediyor gibiyim…”
Bu dizelerden de anlaşılacağı üzere yazar, eseri kaleme alırken hislerini bir yere koyamıyor, adeta bir hiçlik duygusu yaşıyor gibi atfediyor kendisini. Benlik karmaşası yaşayan kimseleri bu eserle birlikte kendisinde bir anlam görmeye ve kendisinden bir parça bulmaya davet ediyor.
Herkesin içinde sakladığı, bir türlü dışarı atamadığı hapsolunmuşluklarını ifade edişi açısından okuruna bir candaş olma özelliğine sahip bu eser, aynı zamanda yazarın ilk eseri olması münasebetiyle bir bakıma kendi içindekileri haykırmasının bir tezahürü olmuştur.
“Aklımı yitirmek üzereyim
Deliriyor gibi oluyorum sanki
Nasıl bir şeyse delirmek
Sıyrılıyor gibi aklım bedenimden
Bir nedensizlik beliriyor beynimin içinde
Hissizlik hissi hissediyor gibiyim…”
Bu dizelerden de anlaşılacağı üzere yazar, eseri kaleme alırken hislerini bir yere koyamıyor, adeta bir hiçlik duygusu yaşıyor gibi atfediyor kendisini. Benlik karmaşası yaşayan kimseleri bu eserle birlikte kendisinde bir anlam görmeye ve kendisinden bir parça bulmaya davet ediyor.
Herkesin içinde sakladığı, bir türlü dışarı atamadığı hapsolunmuşluklarını ifade edişi açısından okuruna bir candaş olma özelliğine sahip bu eser, aynı zamanda yazarın ilk eseri olması münasebetiyle bir bakıma kendi içindekileri haykırmasının bir tezahürü olmuştur.