“Uydurulmuş yaşam normları ve dayatmaları kabullenip, yaşamdan soğudunuz mu? Öyle zamanlardayım şimdi, dar vakitlerde. Yağmurun yağışı, güneşin batışında bir anlam aramıyorum artık. Aslında yaşamıyor, yaşama taklidi yapıyorum.” diyen Şehnaz, yeniden hayata tutunabilecek mi?
Şehnaz'ın dilsiz yaraları konuşuyor bu kitabın içinde, sesleri korkutucu ve yalan söylemiyorlar. Hepsi gerçek tıpkı uzun zamandır ülkemizde yaşanan kadına şiddet ve kadın cinayetleri gibi…
Çağdaş bir ülkede temel eğitimin, aile eğitiminin ana hedefleri arasında iyi ahlaklı, sorgulayan, doğru insan olmayı, başarılı ve bu yolda pes etmemeyi, güçlü olmayı öğretmeliler.
Oysa bizlere çaresiz olmayı öğretmeye çalışıyorlar. Bir ölçüde de başarıldı sanki!
Türkiye'deki tablo böyle görünüyor. Hızla öğrenilmiş çaresizliğe doğru yol alıyoruz.
Çaresizliği öğrenmek değil, çarenin peşinden koşmak, çareyi, gücü öğrenmek gerek. Koşullar mutlaka değişir ve çaresizlik çareye boyun eğer.
“Uydurulmuş yaşam normları ve dayatmaları kabullenip, yaşamdan soğudunuz mu? Öyle zamanlardayım şimdi, dar vakitlerde. Yağmurun yağışı, güneşin batışında bir anlam aramıyorum artık. Aslında yaşamıyor, yaşama taklidi yapıyorum.” diyen Şehnaz, yeniden hayata tutunabilecek mi?
Şehnaz'ın dilsiz yaraları konuşuyor bu kitabın içinde, sesleri korkutucu ve yalan söylemiyorlar. Hepsi gerçek tıpkı uzun zamandır ülkemizde yaşanan kadına şiddet ve kadın cinayetleri gibi…
Çağdaş bir ülkede temel eğitimin, aile eğitiminin ana hedefleri arasında iyi ahlaklı, sorgulayan, doğru insan olmayı, başarılı ve bu yolda pes etmemeyi, güçlü olmayı öğretmeliler.
Oysa bizlere çaresiz olmayı öğretmeye çalışıyorlar. Bir ölçüde de başarıldı sanki!
Türkiye'deki tablo böyle görünüyor. Hızla öğrenilmiş çaresizliğe doğru yol alıyoruz.
Çaresizliği öğrenmek değil, çarenin peşinden koşmak, çareyi, gücü öğrenmek gerek. Koşullar mutlaka değişir ve çaresizlik çareye boyun eğer.