"Seni Düşünmek"
İçi dağınık bir adamın savrulmuş düşünceleri...
Bir defterim vardı; hayatımı altın bir tepside önüne sunduğum kadını doldurduğum, mavi bir defter.
Hayatımı adadığım aşkı doldurduğum bir defter.
Ondan gizli onu yazdığım...
Benden ona armağan yahut miras kalacak bir defter.
Koca bir aşk ile dolmuş ve aşkın kırıkları ile savrulmuş bir defter.
Tek taş yüzükten daha kıymetli olabilecek bir defter.
O kadına ne mi oldu?
Tipik bir aşk hikâyesinin sonu gibi işte, gitti…
Ya da gittiğini sandı, gittiğinde bitecek sandı...
O deftere ne mi oldu?
Koca bir kitap...
Beş yıllık bir günlüğün ilk eseriydi ve yatak altında toz kalıntısı haline gelmeyecek kadar değerliydi; o telli, mavi defter.
Ondan bana kalan tek şey onu düşünmekti, onu düşünmek farklı şeydi.
Nihayetinde kitap oldu...
Kime yazıldı bu kitap? İşte en büyük sorunun cevabı;
Aşka yazıldı. Aşkı aşk yapana, aşka sahip çıkana,
aşka değer verene ve aşkı hor görmeyene...
Yani ben hariç herkese;
Sana yazıldı…
"Seni Düşünmek"
İçi dağınık bir adamın savrulmuş düşünceleri...
Bir defterim vardı; hayatımı altın bir tepside önüne sunduğum kadını doldurduğum, mavi bir defter.
Hayatımı adadığım aşkı doldurduğum bir defter.
Ondan gizli onu yazdığım...
Benden ona armağan yahut miras kalacak bir defter.
Koca bir aşk ile dolmuş ve aşkın kırıkları ile savrulmuş bir defter.
Tek taş yüzükten daha kıymetli olabilecek bir defter.
O kadına ne mi oldu?
Tipik bir aşk hikâyesinin sonu gibi işte, gitti…
Ya da gittiğini sandı, gittiğinde bitecek sandı...
O deftere ne mi oldu?
Koca bir kitap...
Beş yıllık bir günlüğün ilk eseriydi ve yatak altında toz kalıntısı haline gelmeyecek kadar değerliydi; o telli, mavi defter.
Ondan bana kalan tek şey onu düşünmekti, onu düşünmek farklı şeydi.
Nihayetinde kitap oldu...
Kime yazıldı bu kitap? İşte en büyük sorunun cevabı;
Aşka yazıldı. Aşkı aşk yapana, aşka sahip çıkana,
aşka değer verene ve aşkı hor görmeyene...
Yani ben hariç herkese;
Sana yazıldı…