Şerhu Müşkili'l-Âsâr, açıklanmasına ihtiyaç duyulan hadislerin şerhine dair yazılmış bir eser olup bu alanda telif edilmiş eserlerin en büyüğüdüar. Eserde 1002 konu başlığı altında 6179 hadis yer almaktadır. Hadisler isnadlı olarak nakledilmiştir. İnsanların müşkil/problemli olan, açıklanması zor olan manalara yorumlanabilen veya birbiriyle çelişiyormuş gibi gözüken hükümler ihtiva ettiğini düşündükleri bazı sahih hadisler, Tahâvî'nin böyle bir eseri telif etmesindeki temel maksadını teşkil etmektedir.
Tahâvî genellikle önce hadisin isnadını, ardından metnindeki müşkilleri incelemekte, hadisin bütün tariklerini ve farklı lafızlarını nakletmekte sonra da bu rivayetleri dikkate alarak hadisi yorumlamaktadır. Kıraatle ilgili ihtilâflı rivayetleri telif ederken kıraat farklılıklarına dair bilgiler nakletmekte, hadisleri fıkıh açısından incelerken de hadisin anlaşılması ve onunla amel edilmesi konusu üzerinde durmakta, bazen fakihlerin görüşlerini naklederken sünnete uymanın önemini vurgulamakta, sahâbîlerin hiçbir zaman sünnete muhalif davranmadıklarını ve hadisleri güvenilir bir şekilde naklettiklerini belirtmektedir.
Şerhu Müşkili'l-Âsâr, açıklanmasına ihtiyaç duyulan hadislerin şerhine dair yazılmış bir eser olup bu alanda telif edilmiş eserlerin en büyüğüdüar. Eserde 1002 konu başlığı altında 6179 hadis yer almaktadır. Hadisler isnadlı olarak nakledilmiştir. İnsanların müşkil/problemli olan, açıklanması zor olan manalara yorumlanabilen veya birbiriyle çelişiyormuş gibi gözüken hükümler ihtiva ettiğini düşündükleri bazı sahih hadisler, Tahâvî'nin böyle bir eseri telif etmesindeki temel maksadını teşkil etmektedir.
Tahâvî genellikle önce hadisin isnadını, ardından metnindeki müşkilleri incelemekte, hadisin bütün tariklerini ve farklı lafızlarını nakletmekte sonra da bu rivayetleri dikkate alarak hadisi yorumlamaktadır. Kıraatle ilgili ihtilâflı rivayetleri telif ederken kıraat farklılıklarına dair bilgiler nakletmekte, hadisleri fıkıh açısından incelerken de hadisin anlaşılması ve onunla amel edilmesi konusu üzerinde durmakta, bazen fakihlerin görüşlerini naklederken sünnete uymanın önemini vurgulamakta, sahâbîlerin hiçbir zaman sünnete muhalif davranmadıklarını ve hadisleri güvenilir bir şekilde naklettiklerini belirtmektedir.