Fıkıh ve fıkıh usûlü nihayetinde şer'î hükümle ilgilidir. Bu bir taraftan şer'î hükmün önemini ortaya koyarken diğer taraftan mahiyeti üzerine derinlemesine çalışmalar yapmayı gerektirir. Bu çalışmalar arasında şer'î hükmün tanımı oldukça önemli bir yerde duracaktır. Zira tanım yapısı gereği sınır çizmek olduğundan kavramın muhtevasını doğrudan etkiler. Teşrî söz konusu olduğunda hemen akla gelmesi gereken bir diğer mesele ise mükellefin fiil serbestisidir. Fiil serbestisini ifâde eden mubâh/ibâha kavramı da eşyâda neyin asıl olduğu meselesi gündeme geldiğinde oldukça önem kazanır. Elinizdeki eser önce kelâmî arka plana yoğun bir şekilde atıfta bulunarak hüküm tanımı üzerinde durur. Bununla bağlantılı olarak ibâhanınaslîliği meselesini ele alır. Sonra ise Hanbelî fıkhının karakteristiği olarak görülmesi sebebiyle “aslî ibâha” ilkesini Hanbelîlik özelinde inceler.
Fıkıh ve fıkıh usûlü nihayetinde şer'î hükümle ilgilidir. Bu bir taraftan şer'î hükmün önemini ortaya koyarken diğer taraftan mahiyeti üzerine derinlemesine çalışmalar yapmayı gerektirir. Bu çalışmalar arasında şer'î hükmün tanımı oldukça önemli bir yerde duracaktır. Zira tanım yapısı gereği sınır çizmek olduğundan kavramın muhtevasını doğrudan etkiler. Teşrî söz konusu olduğunda hemen akla gelmesi gereken bir diğer mesele ise mükellefin fiil serbestisidir. Fiil serbestisini ifâde eden mubâh/ibâha kavramı da eşyâda neyin asıl olduğu meselesi gündeme geldiğinde oldukça önem kazanır. Elinizdeki eser önce kelâmî arka plana yoğun bir şekilde atıfta bulunarak hüküm tanımı üzerinde durur. Bununla bağlantılı olarak ibâhanınaslîliği meselesini ele alır. Sonra ise Hanbelî fıkhının karakteristiği olarak görülmesi sebebiyle “aslî ibâha” ilkesini Hanbelîlik özelinde inceler.