Bugünden geçmişe bakma olanağı sunan, tersten bir öngörü kitabı Sermaye ve Duygular. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde ayyuka çıkan ekonomik ve politik krizin reçetesi olarak sunulan neoliberalizm ve küreselleşmenin, sonunda bir kâbus gibi dünyanın üzerine nasıl çöktüğünün izlerini sürmek mümkün bu kitapta. Kitap, krizlerle şekillenen bir geçiş dönemindeki dönüşümleri dışarıdan değil içeriden anlamayı öneriyor. Öyle ki bir kadının yerde bırakılmış çorapları her seferinde gidip yerine koyması kadar içeriden… Marazzi en gündelik deneyimlerimizden başlayarak dilin, iletişimin ve duyguların üretime nasıl dahil edildiğini, emeğin niteliklerinin nasıl dönüştüğünü, nasıl yeni bir öznellik üretiminin kurulduğunu araştırıyor.
Sadece üretim süreçlerinin değil yönetim süreçlerinin de nasıl art zamanlılıktan çıkıp eşzamanlılıkla örgütlendiğini vurguluyor. Dağılıp yok olmakta olanın yerini alan yeninin yarattığı yıkımın, yaşam güçlerine açtığı savaşı gözler önüne seriyor. “Komuta biçimlerinde” ve “iktidarın eklemlenmelerinde” yaşanan “paradigmatik kaymanın” iki önemli hattı olarak borç ve savaşı öne çıkarıyor. Bu minvalde cinsiyetler arası, dinler veya mezhepler arası ya da etnik köken kaynaklı her türden ırkçılığı, çok cepheli bir dünya savaşını, göçü, her türlü güvencesizliği ve kırılganlığı, kentsel yıkımı ve tüm dünyayı saran gelecek kaygısını içeriden okuyor. Marazzi'ye göre sermayenin küresel krizden kaçarken savaşa sarıldığı ve yaşam güçlerine saldırdığı her yerde, bize düşen “iktidarın gözünde yaşamın ne kadar da değersiz olduğunu bir kere daha hatırlamaktır.”
Bugünden geçmişe bakma olanağı sunan, tersten bir öngörü kitabı Sermaye ve Duygular. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde ayyuka çıkan ekonomik ve politik krizin reçetesi olarak sunulan neoliberalizm ve küreselleşmenin, sonunda bir kâbus gibi dünyanın üzerine nasıl çöktüğünün izlerini sürmek mümkün bu kitapta. Kitap, krizlerle şekillenen bir geçiş dönemindeki dönüşümleri dışarıdan değil içeriden anlamayı öneriyor. Öyle ki bir kadının yerde bırakılmış çorapları her seferinde gidip yerine koyması kadar içeriden… Marazzi en gündelik deneyimlerimizden başlayarak dilin, iletişimin ve duyguların üretime nasıl dahil edildiğini, emeğin niteliklerinin nasıl dönüştüğünü, nasıl yeni bir öznellik üretiminin kurulduğunu araştırıyor.
Sadece üretim süreçlerinin değil yönetim süreçlerinin de nasıl art zamanlılıktan çıkıp eşzamanlılıkla örgütlendiğini vurguluyor. Dağılıp yok olmakta olanın yerini alan yeninin yarattığı yıkımın, yaşam güçlerine açtığı savaşı gözler önüne seriyor. “Komuta biçimlerinde” ve “iktidarın eklemlenmelerinde” yaşanan “paradigmatik kaymanın” iki önemli hattı olarak borç ve savaşı öne çıkarıyor. Bu minvalde cinsiyetler arası, dinler veya mezhepler arası ya da etnik köken kaynaklı her türden ırkçılığı, çok cepheli bir dünya savaşını, göçü, her türlü güvencesizliği ve kırılganlığı, kentsel yıkımı ve tüm dünyayı saran gelecek kaygısını içeriden okuyor. Marazzi'ye göre sermayenin küresel krizden kaçarken savaşa sarıldığı ve yaşam güçlerine saldırdığı her yerde, bize düşen “iktidarın gözünde yaşamın ne kadar da değersiz olduğunu bir kere daha hatırlamaktır.”