Nilüfer erkenden uyanıyor, içinde bir sevinç, bir sevinç... Uzun uzun yıkandıktan sonra geçiyordu ayna karşısına. Taranıyor, taranıyor, taranıyordu. Suat'a güzel, çok güzel görünmemek için zavallı saçlarını ne hallere sokmuyordu! Yandan ayırıyor olmuyor, bozup ortadan ayırıyor olmuyor, arkaya tarıyor olmuyordu. Esasta oluyordu tabii... Saçlarını hangi biçimde tarasa yakışıyor, her tarayışta bambaşka bir güzellik alıyordu ama içine sinmiyordu. Güzel, çok güzel olmalı, Suat bu güzellik karşısında kendini kaybetmeli, başı dönmeli, "Ah demeli, ah Nilüfer, ne kadar güzelsin!"...
(Kitap'tan shf. 61)
Nilüfer erkenden uyanıyor, içinde bir sevinç, bir sevinç... Uzun uzun yıkandıktan sonra geçiyordu ayna karşısına. Taranıyor, taranıyor, taranıyordu. Suat'a güzel, çok güzel görünmemek için zavallı saçlarını ne hallere sokmuyordu! Yandan ayırıyor olmuyor, bozup ortadan ayırıyor olmuyor, arkaya tarıyor olmuyordu. Esasta oluyordu tabii... Saçlarını hangi biçimde tarasa yakışıyor, her tarayışta bambaşka bir güzellik alıyordu ama içine sinmiyordu. Güzel, çok güzel olmalı, Suat bu güzellik karşısında kendini kaybetmeli, başı dönmeli, "Ah demeli, ah Nilüfer, ne kadar güzelsin!"...
(Kitap'tan shf. 61)