Sesler ve Işıklar - Yesili Hoca Ahmed 1

Stok Kodu:
9789753711388
Boyut:
12.50x19.50
Sayfa Sayısı:
344
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
68,00
54,40
9789753711388
596182
Sesler ve Işıklar - Yesili Hoca Ahmed 1
Sesler ve Işıklar - Yesili Hoca Ahmed 1
54.40

''Sesler ve Işıklar'', Yesili Hoca Ahmed üçlemesinin birinci kitabıdır.

''Nehir Roman'' türünün büyük ustası Mustafa Necati Sepetçioğlu; “Son eserim”, “En büyük eserim” dediği bu üçlemesinde, milletimizin çalkantılara kapıldığı bir dönemde tarihten gelen ibret ve ikazları bugüne taşıma görevini üstlenmişcesine roman kahramanları aracılığıyla Türk Milleti'nin fertlerine seslenmektedir:
''…. Ondan sonra Oğuz Han konuştu.

Doğrudan doğruya torun Kayıbeğ'e söylüyordu; Arslan Beğ de, Uluğ Türük de tanık idiler. …

Söyledikleri son kurultayda söylediklerinin daha değişiği değildi, lâkin on onbir yaşındaki biri için kolaylaştırılmış sözlerle söylenmekteydi:
''Yönetmek...?'' dedi; ''Torunum, ülkeyi yönetmek bugünü kurtarmak demek değildir! Ülkeyi yönetmek yarını kurabilmek hüneridir.. öğreneceğin tek hüner bu olmalıdır. Bunu aklından çıkarma. Ben, savaşlarla ancak birliği sağlayabildim, dirliği düzeni getirebildim; bu bir başlangıçtır, lâkin.. başlangıçtır.''

''Bir iken kırmak kolaydır. Bir ok tek başına kolay kırılır; ikisi, üçü bir araya gelince bire göre çok daha zor kırılır; beşi, onu birleşince kıramazsın…''

''Halkı ok gibi düşüneceksin. Dağınık halkı herkes ezer; birleşince, halkın kırılması zorlaşır. Sizden istediğim bu! Siz de sizden sonrakilerden aynını isteyeceksiniz! Dağılmayın, parçalanmayın, birbirinize kenetlenin! Suları bol, denizleri geniş topraklarda on ok kenetlenmesinde yerleşmesini bileni kimse kıramaz, yerinden oynatamaz. Bir çabuk kırılır, iki direnebilir; üç, korkutur, unutma!..''

''Sesler ve Işıklar'', Yesili Hoca Ahmed üçlemesinin birinci kitabıdır.

''Nehir Roman'' türünün büyük ustası Mustafa Necati Sepetçioğlu; “Son eserim”, “En büyük eserim” dediği bu üçlemesinde, milletimizin çalkantılara kapıldığı bir dönemde tarihten gelen ibret ve ikazları bugüne taşıma görevini üstlenmişcesine roman kahramanları aracılığıyla Türk Milleti'nin fertlerine seslenmektedir:
''…. Ondan sonra Oğuz Han konuştu.

Doğrudan doğruya torun Kayıbeğ'e söylüyordu; Arslan Beğ de, Uluğ Türük de tanık idiler. …

Söyledikleri son kurultayda söylediklerinin daha değişiği değildi, lâkin on onbir yaşındaki biri için kolaylaştırılmış sözlerle söylenmekteydi:
''Yönetmek...?'' dedi; ''Torunum, ülkeyi yönetmek bugünü kurtarmak demek değildir! Ülkeyi yönetmek yarını kurabilmek hüneridir.. öğreneceğin tek hüner bu olmalıdır. Bunu aklından çıkarma. Ben, savaşlarla ancak birliği sağlayabildim, dirliği düzeni getirebildim; bu bir başlangıçtır, lâkin.. başlangıçtır.''

''Bir iken kırmak kolaydır. Bir ok tek başına kolay kırılır; ikisi, üçü bir araya gelince bire göre çok daha zor kırılır; beşi, onu birleşince kıramazsın…''

''Halkı ok gibi düşüneceksin. Dağınık halkı herkes ezer; birleşince, halkın kırılması zorlaşır. Sizden istediğim bu! Siz de sizden sonrakilerden aynını isteyeceksiniz! Dağılmayın, parçalanmayın, birbirinize kenetlenin! Suları bol, denizleri geniş topraklarda on ok kenetlenmesinde yerleşmesini bileni kimse kıramaz, yerinden oynatamaz. Bir çabuk kırılır, iki direnebilir; üç, korkutur, unutma!..''

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat