“Bazı zamanlar beni ayakta tutan o yazıları yazarken bayılma noktasına geliyor, yine de devam ediyordum. Sonumun ne olacağını tam olarak düşünemeden, insanlığa miras, insanlara armağanım olan bu sözleri, bu hikayeyi düzenli kağıtlar topluluğu şeklinde, yani kitap halinde elime aldığımı görüp göremeyeceğimi bilemesem de oluşturmaya devam ettim.
Ya kardeşlerim dediğim insanlara katkısı ne olmalıydı bu eserin? İçinde kendilerini bulurlar mıydı bilmiyorum ama ders almalarıydı arzum. O duygular kendilerinde olur veya olmaz ama onları bu kitapta barındırmış olmaktı gayem, kimseye halimi anlatma derdinde ve niyetinde değildim sadece kardeşlerimin derdini dinler gibiydim. Ve sevinmek isterdim onlarla, bu dünyada kalıcı vedalardan uzak durmayı isterdim çünkü yaşamıştım, bu çok zordu, bunu bilmelerini ama kimsenin başına gelmemesini isterdim. Bunu belirtmekti hedefim ve ne olursa olsun sevdanın yalnızca insandan ibaret olmadığını, bir olgu, olay nesne veya bir elde edilmişliğin, verilmişliğin ve hak edilmişliğin bir ögesinde de arayabileceklerini teyit etmek istedim…
Son olarak ebediyatta, edebiyatın bana sunduğu ve onun ruhuma kattığı edebin, düşüncelerin ve güzelliğin verildiği bu düzlemde bir nebze de olsa bizimle olan veya olmuş tüm yazar ve okurlar için duam; “Canı sağolası, cennet nasip olası o kişilerin varlığı hep süregelsin ki ruhumuz ve insanlığımız hep canlı kalabilsin.” “Sevda, aşkı bulan, gören fakat yaşayamayanlar içinmiş. Yazı ise onu açığa çıkaran ve hakikatli kurtuluşun tek gerçeğiymiş...”
“Bazı zamanlar beni ayakta tutan o yazıları yazarken bayılma noktasına geliyor, yine de devam ediyordum. Sonumun ne olacağını tam olarak düşünemeden, insanlığa miras, insanlara armağanım olan bu sözleri, bu hikayeyi düzenli kağıtlar topluluğu şeklinde, yani kitap halinde elime aldığımı görüp göremeyeceğimi bilemesem de oluşturmaya devam ettim.
Ya kardeşlerim dediğim insanlara katkısı ne olmalıydı bu eserin? İçinde kendilerini bulurlar mıydı bilmiyorum ama ders almalarıydı arzum. O duygular kendilerinde olur veya olmaz ama onları bu kitapta barındırmış olmaktı gayem, kimseye halimi anlatma derdinde ve niyetinde değildim sadece kardeşlerimin derdini dinler gibiydim. Ve sevinmek isterdim onlarla, bu dünyada kalıcı vedalardan uzak durmayı isterdim çünkü yaşamıştım, bu çok zordu, bunu bilmelerini ama kimsenin başına gelmemesini isterdim. Bunu belirtmekti hedefim ve ne olursa olsun sevdanın yalnızca insandan ibaret olmadığını, bir olgu, olay nesne veya bir elde edilmişliğin, verilmişliğin ve hak edilmişliğin bir ögesinde de arayabileceklerini teyit etmek istedim…
Son olarak ebediyatta, edebiyatın bana sunduğu ve onun ruhuma kattığı edebin, düşüncelerin ve güzelliğin verildiği bu düzlemde bir nebze de olsa bizimle olan veya olmuş tüm yazar ve okurlar için duam; “Canı sağolası, cennet nasip olası o kişilerin varlığı hep süregelsin ki ruhumuz ve insanlığımız hep canlı kalabilsin.” “Sevda, aşkı bulan, gören fakat yaşayamayanlar içinmiş. Yazı ise onu açığa çıkaran ve hakikatli kurtuluşun tek gerçeğiymiş...”