Aşk denince, sevda denince ilk anda akla şiir gelir, sonra da şairler... İster iki karşı cins arasındaki bir yanıyla ruhsallığa, bir yanıyla bedenselliğe dayanan, duygu ile cinselliğin birbirini bütünlediği aşk olsun, ister yalnızca duyguya ya da ten çekimine dayanan aşk olsun, ister tanrısal, ister insanî, ister eflâtunî ister cismanî, ister gizemsel olsun aşkı anlatmak için çoğunlukla şiir aracı olmuştur.
Belki de bu nedenle şiir, insanın duygusal tarihinin en eski kaynakçasıdır.
Bu küçük güldestedeki şiirler Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika ülkelerinin şairlerinden yapılan seçmelerden oluşmaktadır.
Aşk denince, sevda denince ilk anda akla şiir gelir, sonra da şairler... İster iki karşı cins arasındaki bir yanıyla ruhsallığa, bir yanıyla bedenselliğe dayanan, duygu ile cinselliğin birbirini bütünlediği aşk olsun, ister yalnızca duyguya ya da ten çekimine dayanan aşk olsun, ister tanrısal, ister insanî, ister eflâtunî ister cismanî, ister gizemsel olsun aşkı anlatmak için çoğunlukla şiir aracı olmuştur.
Belki de bu nedenle şiir, insanın duygusal tarihinin en eski kaynakçasıdır.
Bu küçük güldestedeki şiirler Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika ülkelerinin şairlerinden yapılan seçmelerden oluşmaktadır.