Evliya Çelebi, 20 Ağustos 1630 günü Muharrem ayında bir aşure gününün gecesinde meşhur rüyasını görür. Ryasında Yemiş İskelesi civarındaki Ahi Çelebi Camisinde toplanmış olan büyük cemaatin içinde pek çok ulu zat ve ashab - ı kramdan kimseler bulunmaktadır. Kendi ifadesiyle: - Bir kutlu gecede evdeki köşemde uyukluyorken bizzat Hz. Peygamber'i rüyamda gördüm, mübarek elini öpüp "Şefa'at ya Resulallah!" diyecek yerde "Seyahat ya Rasulallah!" demişiz. Hz. Peygamberin şefaat ve sayahat müjdesiyle duası ve arzusu kabul olur. Aynı zamanda sahabenin önde gelenlerinden Sa'd ibni Vakkas da göreceği eyleri yazmasını tenbihler. Çok canlı ve akıcı bir tarzda anlattığı bu rüyayı Kasım Paşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede'ye tabir ettirir ve onun: - "Önce bizim İslam bolcağızımızı yaz" tavsiyesine uyarak yazmaya başlar.
Evliya Çelebi, 20 Ağustos 1630 günü Muharrem ayında bir aşure gününün gecesinde meşhur rüyasını görür. Ryasında Yemiş İskelesi civarındaki Ahi Çelebi Camisinde toplanmış olan büyük cemaatin içinde pek çok ulu zat ve ashab - ı kramdan kimseler bulunmaktadır. Kendi ifadesiyle: - Bir kutlu gecede evdeki köşemde uyukluyorken bizzat Hz. Peygamber'i rüyamda gördüm, mübarek elini öpüp "Şefa'at ya Resulallah!" diyecek yerde "Seyahat ya Rasulallah!" demişiz. Hz. Peygamberin şefaat ve sayahat müjdesiyle duası ve arzusu kabul olur. Aynı zamanda sahabenin önde gelenlerinden Sa'd ibni Vakkas da göreceği eyleri yazmasını tenbihler. Çok canlı ve akıcı bir tarzda anlattığı bu rüyayı Kasım Paşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede'ye tabir ettirir ve onun: - "Önce bizim İslam bolcağızımızı yaz" tavsiyesine uyarak yazmaya başlar.