Şeyh Said'i idama mahkum eden İstiklâl Mahkemesi Savcısı Süreyya Bey'in anıları, 1925 yılında Bingöl'de ortaya çıkan Şeyh Sait isyanı üzerine yayımlanmış eserler arasında en kapsamlı ve ilginç olanıdır.
Kitaptaki açıklama ve değerlendirmeler mahkeme dosyasında bulunan ifadeler, vesikalar ve soruşturma evrakı ile TBMM zabıtlarındaki konuşma metinlerine dayanmaktadır. Bu konuda çok sayıda eser ve araştırma bulunmasına rağmen, isyanın arka planı detaylarıyla ortaya koyanı yazılmamıştır. İsyandan otuz iki sene sonra kaleme alınan bu anılar hakkında yazarı şunları söylemekte:
"Bu kitap kaleme alınırken hiçbir şahsı, hiçbir camiayı, hiçbir muhiti şahsen kötülemek gibi gayri ahlaki ve çirkin bir zihniyet ve maksat asla hatır ve hayalimizden geçmemiştir."
Karşılaştırılabilir ve denetlenebilir vesikalara ve ilginç gözlemlere dayalı bu kitap, olayın sağduyu ile değerlendirilmesi için gerekli sürenin okuyucu ve tarih açısından yeterince işlemiş olduğuna tanıklık etmektedir.
(Arka Kapaktan)
Şeyh Said'i idama mahkum eden İstiklâl Mahkemesi Savcısı Süreyya Bey'in anıları, 1925 yılında Bingöl'de ortaya çıkan Şeyh Sait isyanı üzerine yayımlanmış eserler arasında en kapsamlı ve ilginç olanıdır.
Kitaptaki açıklama ve değerlendirmeler mahkeme dosyasında bulunan ifadeler, vesikalar ve soruşturma evrakı ile TBMM zabıtlarındaki konuşma metinlerine dayanmaktadır. Bu konuda çok sayıda eser ve araştırma bulunmasına rağmen, isyanın arka planı detaylarıyla ortaya koyanı yazılmamıştır. İsyandan otuz iki sene sonra kaleme alınan bu anılar hakkında yazarı şunları söylemekte:
"Bu kitap kaleme alınırken hiçbir şahsı, hiçbir camiayı, hiçbir muhiti şahsen kötülemek gibi gayri ahlaki ve çirkin bir zihniyet ve maksat asla hatır ve hayalimizden geçmemiştir."
Karşılaştırılabilir ve denetlenebilir vesikalara ve ilginç gözlemlere dayalı bu kitap, olayın sağduyu ile değerlendirilmesi için gerekli sürenin okuyucu ve tarih açısından yeterince işlemiş olduğuna tanıklık etmektedir.
(Arka Kapaktan)