Ağladıkça yosun tutan bir duvar gibi içim. Dokunmaya korktuğum, derinliğini kestiremediğim bir duvar… Acıyan bedenim mi yoksa ruhum mu kıvranıyor ateşler içinde? Kimim ben, neden geldim bu dünyaya? Sadece yalnızlığım tanıdık geliyor bu kadar şey içinde, sadece yalnızlığım… Onunla bile göz göze gelmeye korkuyorum şimdi.
Ne yöne dönsem acılarım ve hatıralarımın gölgesi düşüyor üzerime. İçimde uçurumlar büyütüyorum, kendi derinliğime düşüyorum her adımımda… Kimse yok mu beni karanlığımdan çıkaracak? Görün beni, duyun, ben Seyhan; çıkarın beni bu dili tutulmuş karanlıktan…
Ağladıkça yosun tutan bir duvar gibi içim. Dokunmaya korktuğum, derinliğini kestiremediğim bir duvar… Acıyan bedenim mi yoksa ruhum mu kıvranıyor ateşler içinde? Kimim ben, neden geldim bu dünyaya? Sadece yalnızlığım tanıdık geliyor bu kadar şey içinde, sadece yalnızlığım… Onunla bile göz göze gelmeye korkuyorum şimdi.
Ne yöne dönsem acılarım ve hatıralarımın gölgesi düşüyor üzerime. İçimde uçurumlar büyütüyorum, kendi derinliğime düşüyorum her adımımda… Kimse yok mu beni karanlığımdan çıkaracak? Görün beni, duyun, ben Seyhan; çıkarın beni bu dili tutulmuş karanlıktan…