"Elbette eşek ve ineklerin de içgüdü dediğimiz sezgi gücü vardır. Fakat onlar, çocuğun sezgi gücünden daha az sezgilere sahipler. Eğer beyinlerinin büyüklüğü kadar sezgiye sahip olsalardı bu çocuğun önünde sürü olurlar mıydı? Bu eşek ve ineklerin bir dramıdır. Yani sezgisiziliğin dramıdır. Sürüyü güden çobanın işi, ineklerin taze otu ve çiçekleri sezdiği zaman zorlaşmaktadır. Bu anlayışı çoğaltabiliriz. İnsan olmak ve insan kalmak derin bir sezginin işidir. İnsan sezgisizliğin dramını yaşamak istemiyorsa, sezginin kahredici gücünü diri tutması gerekir. Hobbes'un dediği gibi "İnsan insanın kurduysa" bu kurtlar sofrasında ayakta kalmanın yolu sezgisizliğin dramını yaşamamaktır."
"Elbette eşek ve ineklerin de içgüdü dediğimiz sezgi gücü vardır. Fakat onlar, çocuğun sezgi gücünden daha az sezgilere sahipler. Eğer beyinlerinin büyüklüğü kadar sezgiye sahip olsalardı bu çocuğun önünde sürü olurlar mıydı? Bu eşek ve ineklerin bir dramıdır. Yani sezgisiziliğin dramıdır. Sürüyü güden çobanın işi, ineklerin taze otu ve çiçekleri sezdiği zaman zorlaşmaktadır. Bu anlayışı çoğaltabiliriz. İnsan olmak ve insan kalmak derin bir sezginin işidir. İnsan sezgisizliğin dramını yaşamak istemiyorsa, sezginin kahredici gücünü diri tutması gerekir. Hobbes'un dediği gibi "İnsan insanın kurduysa" bu kurtlar sofrasında ayakta kalmanın yolu sezgisizliğin dramını yaşamamaktır."