Hz. Peygamber'den sonra mutlak dinî ve siyasî otorite olarak Allah tarafından Hz. Ali'nin ve onun soyundan gelen İmamların tayin edildiği fikrini temel inanç esası olarak benimseyen Şîa, Ehl-i sünnet'ten farklı bir İslâm anlayışı geliştirmiş, Şîa'nın hadislere yaklaşımı da bu inanç ve anlayışa göre şekillenmiştir.
Şîa ve Hadis sahâbe ve tâbiîni devre dışı bırakıp sadece İmamlar vasıtasıyla gelen hadislere güvenme esasına dayanan Şiî hadis anlayışını, özellikle rivayet ve isnad sistemi açısından analitik bir yaklaşımla tahlil etmektedir. Kitapta esas itibariyle “Hz. Peygamber'den geldiği iddia edilen hadislerin Şîa'nın dört temel hadis kitabı olan Kütüb-i Erbaa'ya nasıl ulaştığı” sorusunun cevabı aranmaktadır. Kitabı orijinal hâle getiren, “Şîa'nın temel hadis kaynakları” denildiğinde hemen akla gelen Kütüb-i Erbaa'dan önceki yazılı kaynakları Türkçe literatürde ilk defa bu düzeyde inceleyip tanıtması ve Şîa'nın temelde “masum imam” inancına dayanan “sahih hadis” anlayışının masum İmamlardan sonraki dönemlerde yaşadığı tıkanmanın nasıl aşılmaya çalışıldığı konusunda önemli ipuçları sunmasıdır. Şiî hadis tarihinin bu dönemini söz konusu kaynaklar üzerinde isnad ve metin analizleri yaparak inşa etme çabası ve bunu yaparken Şiî âlimlerin bakış açısını yansıtma konusunda gösterdiği titizlik ise kitabın en özgün yanını oluşturuyor.
Hz. Peygamber'den sonra mutlak dinî ve siyasî otorite olarak Allah tarafından Hz. Ali'nin ve onun soyundan gelen İmamların tayin edildiği fikrini temel inanç esası olarak benimseyen Şîa, Ehl-i sünnet'ten farklı bir İslâm anlayışı geliştirmiş, Şîa'nın hadislere yaklaşımı da bu inanç ve anlayışa göre şekillenmiştir.
Şîa ve Hadis sahâbe ve tâbiîni devre dışı bırakıp sadece İmamlar vasıtasıyla gelen hadislere güvenme esasına dayanan Şiî hadis anlayışını, özellikle rivayet ve isnad sistemi açısından analitik bir yaklaşımla tahlil etmektedir. Kitapta esas itibariyle “Hz. Peygamber'den geldiği iddia edilen hadislerin Şîa'nın dört temel hadis kitabı olan Kütüb-i Erbaa'ya nasıl ulaştığı” sorusunun cevabı aranmaktadır. Kitabı orijinal hâle getiren, “Şîa'nın temel hadis kaynakları” denildiğinde hemen akla gelen Kütüb-i Erbaa'dan önceki yazılı kaynakları Türkçe literatürde ilk defa bu düzeyde inceleyip tanıtması ve Şîa'nın temelde “masum imam” inancına dayanan “sahih hadis” anlayışının masum İmamlardan sonraki dönemlerde yaşadığı tıkanmanın nasıl aşılmaya çalışıldığı konusunda önemli ipuçları sunmasıdır. Şiî hadis tarihinin bu dönemini söz konusu kaynaklar üzerinde isnad ve metin analizleri yaparak inşa etme çabası ve bunu yaparken Şiî âlimlerin bakış açısını yansıtma konusunda gösterdiği titizlik ise kitabın en özgün yanını oluşturuyor.