“İlkel dünyayı doğal olmayan bir dünya olarak düşünememesine karşın Hobbes, savaşın Devletsiz düşünülemeyeceğini, bu ikisini bir karşılıklı dışarıda bırakma ilişkisi içinde düşünmek gerektiğini ilk fark eden olmuştur. Ona göre, insanlar arasındaki toplumsal bağ şu “herkesi hizaya getiren ortak iktidar” sayesinde kurulur: Yani, Devlet savaşa karşıdır. Peki bunun karşısında ilkel toplum, daimi savaşın sosyolojik alanı olarak bize ne söylüyor? İlkel toplum, Hobbes'un söylemini ters çevirerek tekrar ediyor; dağılım makinesinin birleşme makinesine karşı çalıştığını ilan ediyor; bize savaşınDevlet'e karşı olduğunu söylüyor.”
-Pierre Clastres-
Primitif ya da ilkel, vahşi, yabani, barbar… Bir zamanlar devletsiz toplulukları ya da farklı olanı mahkûm etmek için icat edilmiş bu sahte-kavramlar maalesef bilimsel olduğunu iddia edenler de dahil egemen düşüncelerde hâlâ koruyor varlığını ve geçerliliğini. Üstelik tüm sahtelikleri ve günahları ortaya çıkmış olmasına rağmen!
Clastres, devletle toplum, kültür ve medeniyet kavramları arasında kurulan sahte ilişkileri radikal bir biçimde sorgulayan ve sarsan bu kitabında, savaş ve şiddet fenomeni karşısında çaresiz kalan klasik antropoloji ekollerinin asla gerçekleştiremediği şeyi, savaş, şiddet ve mübadele fenomenlerinin devlet ve hiyerarşiyle ilişkisini son derece kesin bir biçimde serimliyor. Ve klasik düşünce ekollerinin “ilkelliğini” ifşa ediyor! İyi okumalar…
-Ahmet Öz-
“İlkel dünyayı doğal olmayan bir dünya olarak düşünememesine karşın Hobbes, savaşın Devletsiz düşünülemeyeceğini, bu ikisini bir karşılıklı dışarıda bırakma ilişkisi içinde düşünmek gerektiğini ilk fark eden olmuştur. Ona göre, insanlar arasındaki toplumsal bağ şu “herkesi hizaya getiren ortak iktidar” sayesinde kurulur: Yani, Devlet savaşa karşıdır. Peki bunun karşısında ilkel toplum, daimi savaşın sosyolojik alanı olarak bize ne söylüyor? İlkel toplum, Hobbes'un söylemini ters çevirerek tekrar ediyor; dağılım makinesinin birleşme makinesine karşı çalıştığını ilan ediyor; bize savaşınDevlet'e karşı olduğunu söylüyor.”
-Pierre Clastres-
Primitif ya da ilkel, vahşi, yabani, barbar… Bir zamanlar devletsiz toplulukları ya da farklı olanı mahkûm etmek için icat edilmiş bu sahte-kavramlar maalesef bilimsel olduğunu iddia edenler de dahil egemen düşüncelerde hâlâ koruyor varlığını ve geçerliliğini. Üstelik tüm sahtelikleri ve günahları ortaya çıkmış olmasına rağmen!
Clastres, devletle toplum, kültür ve medeniyet kavramları arasında kurulan sahte ilişkileri radikal bir biçimde sorgulayan ve sarsan bu kitabında, savaş ve şiddet fenomeni karşısında çaresiz kalan klasik antropoloji ekollerinin asla gerçekleştiremediği şeyi, savaş, şiddet ve mübadele fenomenlerinin devlet ve hiyerarşiyle ilişkisini son derece kesin bir biçimde serimliyor. Ve klasik düşünce ekollerinin “ilkelliğini” ifşa ediyor! İyi okumalar…
-Ahmet Öz-