Dünyanın eski çağlarında insanlar, doğa olaylarını birçok mit ve şiirsel fabl şeklinde anlatırlardı. Onlara göre; güneşin, yıldızların ve ayın üzerinde asılı olduğu mavi gök kubbe, Baş Tanrı'nın dünyanın üstüne astığı koruyucu bir kabuktu. Gökkuşağı, dünyadan cennete uzanan yanardöner bir köprüydü. Güneş ve ay iki kurdun dünyanın etrafında sonsuza dek kovaladıkları bir devin çocuklarıydı. Yıldızlar, tanrıların cennetlerde yaktıkları, güneyin ateş ülkesinden gelen kıvılcımlardı.
Dünyanın eski çağlarında insanlar, doğa olaylarını birçok mit ve şiirsel fabl şeklinde anlatırlardı. Onlara göre; güneşin, yıldızların ve ayın üzerinde asılı olduğu mavi gök kubbe, Baş Tanrı'nın dünyanın üstüne astığı koruyucu bir kabuktu. Gökkuşağı, dünyadan cennete uzanan yanardöner bir köprüydü. Güneş ve ay iki kurdun dünyanın etrafında sonsuza dek kovaladıkları bir devin çocuklarıydı. Yıldızlar, tanrıların cennetlerde yaktıkları, güneyin ateş ülkesinden gelen kıvılcımlardı.