Sığınma Hukuku ve Geri Göndermeme İlkesi AİHM ve AYM İçtihadı Işığında Düzensiz Göçe Yönelik Uygulamaların ve Türkiye'deki Uluslararası Koruma Mevzuatının Değerlendirilmesi
İnsanlar, yüzyıllardır yaşadıkları yerdeki zulüm tehdidinden kaçarak güvenli topraklara ulaşmak için yer değiştirmektedir. Ülkelerin zorlayıcı sınır politikaları sebebiyle, mülteciler ve göçmenler düzensiz göç yollarını kullanmak zorunda kalabilmektedir. Devletlerin, egemenlik alanlarındaki kişileri zulüm tehdidi altında oldukları herhangi bir yere göndermeleri, sınırdan geri çevirmeleri ya da geri itmeleri sığınma hukuku ve insan hakları hukuku belgeleri ile korunan geri göndermeme ilkesi uyarınca yasaktır. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı geri göndermeme ilkesine tamamlayıcı koruma sağlamakta ve ilkeyi güçlendirmektedir. Devletlerin sığınma hakkı ve kötü muamele yasağına ilişkin yükümlülükleri uyarınca, düzensiz göç kapsamında yakalananların sığınma prosedürlerine erişiminin sağlanması ve düzensiz geçiş ve bulunuştan ötürü cezalandırılmaması gerekmektedir.
Türkiye, 2020 yılı verilerine göre en yüksek sayıda mülteci ve sığınmacıyı barındırması sebebiyle hem en önemli sığınma ülkelerinden biri, hem de konumu sebebiyle en yoğun kullanılan geçiş ülkelerinden biridir. Türkiye'de bulunan mültecilerin güvenli ülkelere ulaşma amacıyla yola çıkması, ülkenin batısında yoğun bir düzensiz göç hareketine sebep olmaktadır. Yunanistan'ın ve Avrupa Birliği'nin, düzensiz göçü önlemeye yönelik Türkiye'nin batı sınırında gerçekleştirdiği bazı uygulamalar geri göndermeme ilkesi ve insan hakları ile bağdaşmamaktadır. Bu eserde, geri göndermeme ilkesi ve sığınma hakkının düzensiz sınır geçişlerine yönelik koruması incelenerek, Türkiye'nin batı sınırında gerçekleşen yoğun düzensiz göç hareketliliğine ilişkin uygulamalar AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihadı ışığında değerlendirilmekte, mevzuatta ve sahada yaşanan sorunlara yönelik çözümler aranmaktadır
İnsanlar, yüzyıllardır yaşadıkları yerdeki zulüm tehdidinden kaçarak güvenli topraklara ulaşmak için yer değiştirmektedir. Ülkelerin zorlayıcı sınır politikaları sebebiyle, mülteciler ve göçmenler düzensiz göç yollarını kullanmak zorunda kalabilmektedir. Devletlerin, egemenlik alanlarındaki kişileri zulüm tehdidi altında oldukları herhangi bir yere göndermeleri, sınırdan geri çevirmeleri ya da geri itmeleri sığınma hukuku ve insan hakları hukuku belgeleri ile korunan geri göndermeme ilkesi uyarınca yasaktır. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı geri göndermeme ilkesine tamamlayıcı koruma sağlamakta ve ilkeyi güçlendirmektedir. Devletlerin sığınma hakkı ve kötü muamele yasağına ilişkin yükümlülükleri uyarınca, düzensiz göç kapsamında yakalananların sığınma prosedürlerine erişiminin sağlanması ve düzensiz geçiş ve bulunuştan ötürü cezalandırılmaması gerekmektedir.
Türkiye, 2020 yılı verilerine göre en yüksek sayıda mülteci ve sığınmacıyı barındırması sebebiyle hem en önemli sığınma ülkelerinden biri, hem de konumu sebebiyle en yoğun kullanılan geçiş ülkelerinden biridir. Türkiye'de bulunan mültecilerin güvenli ülkelere ulaşma amacıyla yola çıkması, ülkenin batısında yoğun bir düzensiz göç hareketine sebep olmaktadır. Yunanistan'ın ve Avrupa Birliği'nin, düzensiz göçü önlemeye yönelik Türkiye'nin batı sınırında gerçekleştirdiği bazı uygulamalar geri göndermeme ilkesi ve insan hakları ile bağdaşmamaktadır. Bu eserde, geri göndermeme ilkesi ve sığınma hakkının düzensiz sınır geçişlerine yönelik koruması incelenerek, Türkiye'nin batı sınırında gerçekleşen yoğun düzensiz göç hareketliliğine ilişkin uygulamalar AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihadı ışığında değerlendirilmekte, mevzuatta ve sahada yaşanan sorunlara yönelik çözümler aranmaktadır