Zemân-ı evâilde Türkistan'ın Semerkand şehrinde gayet mahir bir sihirbaz vardı. Bir gün bu sihirbaz oraya gelerek tavattun etmişdi. Nereden geldiği ve nereli olduğu kimsenin malumu değildi. Senelerden beri o şehirde ve civarında yapdığı fevkalede sihirbazlıklar ile son derece şöhret bulmuştu. Bunun cin ve peri taifesiyle, divler cemaatiyle münasebeti olduğu zannediliyor; ismi zikrolduğu zaman herkes euzü çekerek bila-ihtiyar kalplerinde bir korku ve endişe hissediyor, onunla musahabet ve münasebetden bütün şehir haklı çekiniyordu.
Zemân-ı evâilde Türkistan'ın Semerkand şehrinde gayet mahir bir sihirbaz vardı. Bir gün bu sihirbaz oraya gelerek tavattun etmişdi. Nereden geldiği ve nereli olduğu kimsenin malumu değildi. Senelerden beri o şehirde ve civarında yapdığı fevkalede sihirbazlıklar ile son derece şöhret bulmuştu. Bunun cin ve peri taifesiyle, divler cemaatiyle münasebeti olduğu zannediliyor; ismi zikrolduğu zaman herkes euzü çekerek bila-ihtiyar kalplerinde bir korku ve endişe hissediyor, onunla musahabet ve münasebetden bütün şehir haklı çekiniyordu.