Günümüz Türk aydınının kendi uzmanlık alanı dışında kalan konularda söz söyleme ve düşünce üremedeki kısırlığı herkesin malumu... Hilmi Yavuz, hiç şüphesiz, bu kaideye istisna teşkil edenlerden. Felsefe, islam, oryantalizm, modernleşme, edebiyat merkezli yazıları ile yıllarca düşünce evrenimizde önemli bir boşluğu dolduran Hilmi Hoca nın yazınsal kimliği de, oldukça renkli: Denemeci, felsefeci, anlatı yazarı...
Elbette bunlar kadar belki bunlardan da önemli bir kimliği daha var Yavuz un: Şair... Elinizde tuttuğunuz kitap, kendi şiiri ve şirin genel sorunları üzerine düşünen Yavuz un bu konular üzerine yaptığı söyleşilerden oluşan bir derleme niteliğinde. Söyleşilerin bir derleme biçiminde sunulmasına karar verdiğimizde bunlardan kimilerini çıkardık, kimilerini ise kısaltma yoluna gittik. Bunun iki temel nedeni var: Kimi söyleşiler, gündemin nabzını tutmak ya da şiirden farklı konulara değinmek amacıyla yapıldığında, şiir üzerine anlamlı bir bütünün oluşmasını engelleyecek türdeydi. İkincisi ve daha da önemlisi, sorandan çok sorulanı ve onun kendisine dair söylediklerini öne çıkaran bir bütün olarak vurgulandı bu kitap. Sonuç: Hedonistik bir haritada gizlenmiş erguvan imgeli bir yaz şairi çıktı ortaya: Hilmi Yavuz...
Şiirin aynasındaki simurg!..
Günümüz Türk aydınının kendi uzmanlık alanı dışında kalan konularda söz söyleme ve düşünce üremedeki kısırlığı herkesin malumu... Hilmi Yavuz, hiç şüphesiz, bu kaideye istisna teşkil edenlerden. Felsefe, islam, oryantalizm, modernleşme, edebiyat merkezli yazıları ile yıllarca düşünce evrenimizde önemli bir boşluğu dolduran Hilmi Hoca nın yazınsal kimliği de, oldukça renkli: Denemeci, felsefeci, anlatı yazarı...
Elbette bunlar kadar belki bunlardan da önemli bir kimliği daha var Yavuz un: Şair... Elinizde tuttuğunuz kitap, kendi şiiri ve şirin genel sorunları üzerine düşünen Yavuz un bu konular üzerine yaptığı söyleşilerden oluşan bir derleme niteliğinde. Söyleşilerin bir derleme biçiminde sunulmasına karar verdiğimizde bunlardan kimilerini çıkardık, kimilerini ise kısaltma yoluna gittik. Bunun iki temel nedeni var: Kimi söyleşiler, gündemin nabzını tutmak ya da şiirden farklı konulara değinmek amacıyla yapıldığında, şiir üzerine anlamlı bir bütünün oluşmasını engelleyecek türdeydi. İkincisi ve daha da önemlisi, sorandan çok sorulanı ve onun kendisine dair söylediklerini öne çıkaran bir bütün olarak vurgulandı bu kitap. Sonuç: Hedonistik bir haritada gizlenmiş erguvan imgeli bir yaz şairi çıktı ortaya: Hilmi Yavuz...
Şiirin aynasındaki simurg!..