Yazın sahasında yer edinmiş samimi hiçbir düşünce, hayatın temel gerçeğini kavrama endişesine uzak durularak oluşmuş değildir. Ve bu uğurdaki her çaba, iç ve dış (enfüsî-âfâkî) gerçeklik arasındaki uyumun, kavramsal düzeyde anlaşılmasına ne derece katkıda bulunduğu yönünde bir değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır. Bu iki gerçeklik arasındaki ahenkli uyum, hayatı bütüncül biçimde kavramaya ilişkin önemli açılımlar sunmaktadır. Çünkü mutlakı arayışta şiirin, oldukça elverişli bir imkân alanı olduğu açıktır. Diğer taraftan şiir (sanat) ile düşüncenin bir potada buluşması ve şiirin iç ve dış gerçeklik alanlarındaki çevresel faktörleri ile birlikte ele alınması, mutlakı arayış noktasında vazgeçilmez kavramlar olan yansıma ve izdüşümler'i de açıklamada önemli veriler sunmaktadır. Ayrıca şiirin doğasında saklı duran teklik hususiyeti, eşyanın sinesine sindirilmiş olan tevhid mührünü açıklamada da önemli imkân alanlarına sahip gözüküyor.
Yazın sahasında yer edinmiş samimi hiçbir düşünce, hayatın temel gerçeğini kavrama endişesine uzak durularak oluşmuş değildir. Ve bu uğurdaki her çaba, iç ve dış (enfüsî-âfâkî) gerçeklik arasındaki uyumun, kavramsal düzeyde anlaşılmasına ne derece katkıda bulunduğu yönünde bir değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır. Bu iki gerçeklik arasındaki ahenkli uyum, hayatı bütüncül biçimde kavramaya ilişkin önemli açılımlar sunmaktadır. Çünkü mutlakı arayışta şiirin, oldukça elverişli bir imkân alanı olduğu açıktır. Diğer taraftan şiir (sanat) ile düşüncenin bir potada buluşması ve şiirin iç ve dış gerçeklik alanlarındaki çevresel faktörleri ile birlikte ele alınması, mutlakı arayış noktasında vazgeçilmez kavramlar olan yansıma ve izdüşümler'i de açıklamada önemli veriler sunmaktadır. Ayrıca şiirin doğasında saklı duran teklik hususiyeti, eşyanın sinesine sindirilmiş olan tevhid mührünü açıklamada da önemli imkân alanlarına sahip gözüküyor.