“6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Uygulamalı Marka Hukuku” adını taşıyan elinizdeki bu kitap, 1989 yılında Kars / Arpaçay'da birlikte başladığımız yargı kariyerine halen İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi yargıcı olarak devam eden dostum İlhami Güneş'in, Türk fikri mülkiyet hukukuna verdiği katkılar içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu önem sadece marka hukukunun fikri mülkiyetin en çok uygulama alanı bulan dalı olmasından değil, yazarın tecrübe ve yetkiliğini kapsamlı bir şekilde yansıtma fırsatı yaratmasından da kaynaklanmaktadır.
Yargıç Güneş, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Ülkemizin değişik il ve ilçelerinden ceza ve hukuk mahkemelerinde hakimlik yaparak kariyerine başladı. Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilip 2001-2003 yılları arasında başarıyla uygulanan, “Türkiye'de Fikri ve Sınai Hakların Etkin Uygulaması” projesi kapsamında, yurt içi ve yurt dışında aldığı bir dizi eğitim sonrası, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin kurucu yargıcı olarak görev yaptı. Daha sonra aynı yerde kurulan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine atanan Güneş, 2014 yılında “Marka Hukukunda Önceye Dayalı Haklar ve Ayırt Edici İşaretler” adlı teziyle yüksek lisans diploması aldı. Başta anılan tez olmak üzere, fikri mülkiyet alanında, daha önce basılmış temel eserlerin ve çok sayıda makalenin yazarı olan Güneş, yargısal görevleri yanında, konferans ve tebliğleri ile de katkılarına devam etmektedir.
Güneş'in bu son çalışması, 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK sonrası marka hukukunda yazılmış ilk temel eser olması nedeniyle önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. Gerçekten de, çalışmanın temel özelliği, 556 sayılı KHK döneminde marka hukukuna hakim uygulama ve içtihatlarla bağlantılı bir şekilde SMK ile benimsenen yeniliklerin kıyaslamalı bir incelemesinin yapılması metodunun tercih edilmiş olmasıdır. Bu yöntem sayesinde, KHK'lar dönemindeki bilgi ve birikimin SMK dönemine aktarılması sağlanmıştır. Yine KHK döneminde önem taşıyan bazı uygulamaların SMK sonrasına taşınıp taşınmayacağı, yeni dönemdeki muhtemel görünüm biçimleri üzerinde de durulmuştur.
Kitap, yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, marka hukukuna hakim temel ilkeler ve tanımlar yanında, SMK'nın bu alana getirdiği yeniliklerin incelenmesine ayrılmıştır. İkinci bölümde, markanın tanımı ve marka olabilecek işaretler ile marka türleri üzerinde durulmuştur. Markanın tescil süreci, yöntemi, mutlak ve nisbi tescil engelleri; marka üzerindeki devir, lisans, haciz gibi hukuki işlemler üçüncü bölümün konusunu oluşturmuştur. Dördüncü bölümde markanın sahibine sağladığı korumanın kapsamı ve istisnaları; kullanma yükümlülüğü ve sonuçları ile 556 sayılı KHK ile kıyaslamalı bir yöntem ile marka hakkına tecavüz oluşturan eylemler ayrıntılı bir şekilde ele alınmış, KHK döneminde verilen Yargıtay kararlarına, yeni dönemdeki uygulamaya ışık tutacak ölçüde yer verilmiştir. Beşinci bölüm, uygulamacıların yararlanabileceği bir yöntemle kaleme alınmış, marka sahibinin ihlallere karşı alabileceği hukuki önlemler, ihtiyati tedbir ve delil tespitinden başlanmak üzere, açılabilecek dava türleri, bu davalarda talep edilebilecek hususlar ayrı ayrı ele alınmıştır. Marka hakkının sona ermesi halleri, marka iptal ve hükümsüzlük davaları kitabın altıncı bölümünde irdelenmiştir. Yedinci ve son bölüm, marka hakkına tecavüz suçu başta olmak üzere, markanın cezai yollarla korunması ve yargılama hukukuna ilişkin düzenlemelere özgülenmiştir.
“6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Işığında Uygulamalı Marka Hukuku” adını taşıyan elinizdeki bu kitap, 1989 yılında Kars / Arpaçay'da birlikte başladığımız yargı kariyerine halen İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi yargıcı olarak devam eden dostum İlhami Güneş'in, Türk fikri mülkiyet hukukuna verdiği katkılar içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu önem sadece marka hukukunun fikri mülkiyetin en çok uygulama alanı bulan dalı olmasından değil, yazarın tecrübe ve yetkiliğini kapsamlı bir şekilde yansıtma fırsatı yaratmasından da kaynaklanmaktadır.
Yargıç Güneş, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Ülkemizin değişik il ve ilçelerinden ceza ve hukuk mahkemelerinde hakimlik yaparak kariyerine başladı. Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilip 2001-2003 yılları arasında başarıyla uygulanan, “Türkiye'de Fikri ve Sınai Hakların Etkin Uygulaması” projesi kapsamında, yurt içi ve yurt dışında aldığı bir dizi eğitim sonrası, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin kurucu yargıcı olarak görev yaptı. Daha sonra aynı yerde kurulan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine atanan Güneş, 2014 yılında “Marka Hukukunda Önceye Dayalı Haklar ve Ayırt Edici İşaretler” adlı teziyle yüksek lisans diploması aldı. Başta anılan tez olmak üzere, fikri mülkiyet alanında, daha önce basılmış temel eserlerin ve çok sayıda makalenin yazarı olan Güneş, yargısal görevleri yanında, konferans ve tebliğleri ile de katkılarına devam etmektedir.
Güneş'in bu son çalışması, 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK sonrası marka hukukunda yazılmış ilk temel eser olması nedeniyle önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. Gerçekten de, çalışmanın temel özelliği, 556 sayılı KHK döneminde marka hukukuna hakim uygulama ve içtihatlarla bağlantılı bir şekilde SMK ile benimsenen yeniliklerin kıyaslamalı bir incelemesinin yapılması metodunun tercih edilmiş olmasıdır. Bu yöntem sayesinde, KHK'lar dönemindeki bilgi ve birikimin SMK dönemine aktarılması sağlanmıştır. Yine KHK döneminde önem taşıyan bazı uygulamaların SMK sonrasına taşınıp taşınmayacağı, yeni dönemdeki muhtemel görünüm biçimleri üzerinde de durulmuştur.
Kitap, yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, marka hukukuna hakim temel ilkeler ve tanımlar yanında, SMK'nın bu alana getirdiği yeniliklerin incelenmesine ayrılmıştır. İkinci bölümde, markanın tanımı ve marka olabilecek işaretler ile marka türleri üzerinde durulmuştur. Markanın tescil süreci, yöntemi, mutlak ve nisbi tescil engelleri; marka üzerindeki devir, lisans, haciz gibi hukuki işlemler üçüncü bölümün konusunu oluşturmuştur. Dördüncü bölümde markanın sahibine sağladığı korumanın kapsamı ve istisnaları; kullanma yükümlülüğü ve sonuçları ile 556 sayılı KHK ile kıyaslamalı bir yöntem ile marka hakkına tecavüz oluşturan eylemler ayrıntılı bir şekilde ele alınmış, KHK döneminde verilen Yargıtay kararlarına, yeni dönemdeki uygulamaya ışık tutacak ölçüde yer verilmiştir. Beşinci bölüm, uygulamacıların yararlanabileceği bir yöntemle kaleme alınmış, marka sahibinin ihlallere karşı alabileceği hukuki önlemler, ihtiyati tedbir ve delil tespitinden başlanmak üzere, açılabilecek dava türleri, bu davalarda talep edilebilecek hususlar ayrı ayrı ele alınmıştır. Marka hakkının sona ermesi halleri, marka iptal ve hükümsüzlük davaları kitabın altıncı bölümünde irdelenmiştir. Yedinci ve son bölüm, marka hakkına tecavüz suçu başta olmak üzere, markanın cezai yollarla korunması ve yargılama hukukuna ilişkin düzenlemelere özgülenmiştir.