Fransız kuramcısı Leon Moussinac'ın dediği gibi "Bir Eisentein filmi bir çığlık gibidir. Bir Pudovkin filmiyse bir şarkıyı anımsatır". Bu benzetme, Pudovkin'de lirik, psikolojik öğelerin toplumsal içerikle kusursuz bağdaşmasını ve onun filmlerinin kendine özgü romantik yapısını da açığa koyan bir benzetmedir.
Kitabın provalarını okurken, Pudovkin'in oyuncu ve oyunculuk konusunda ne çok düşünmüş olduğunu fark ettim. Gerçekten de Pudovkin, oyuncunun bir sinema malzemesi olarak nitelikleri üzerine kafa yorarken, sorunun birçok boyutunu ele almış. Tiyatro ve sinema oyunculuğu arasındaki farklar, oyuncunun çabasında varolan çelişkiler, karakterde süreklilik sağlamanın zorlukları ve teorik koşulları, provanın önemi, karakter ve kurgu arasındaki ilişkiler, diyaloğun önemi, sesle görüntü arasındaki ilişki, diksiyon, makyaj ve jest, amatörlerle çalışmanın sorunları ve çözümleri, bugün 'casting' denen oyuncu seçimi, kolektif çabanın önemi, vs. vs. Sanatçı 1934 yılında yayınladığı bu uzun denemesinde, kendi oyunculuk deneyimlerinden de yararlanarak, oyunculuğun hem oyuncu, hem de yönetmen açısından çeşitli özelliklerine değiniyor ve ortaya iki taraf için de paha biçilmez değerde bir deneyimler, saptamalar ve öğütler toplamı çıkıyor.
Ayrıca bu kitabı okurken, aralarında Maksim Gorki, Lev Tolstoy, Meyerhold, Stanislawski, Mayakovski, Chaplin, Adolphe Menjou gibi çok farklı büyük sanatçıların da yeri geldiğinde anıldığını ve ilginç anı, anekdot veya saptamalar nakledildiğini göreceksiniz.
- Atilla Dorsay
Fransız kuramcısı Leon Moussinac'ın dediği gibi "Bir Eisentein filmi bir çığlık gibidir. Bir Pudovkin filmiyse bir şarkıyı anımsatır". Bu benzetme, Pudovkin'de lirik, psikolojik öğelerin toplumsal içerikle kusursuz bağdaşmasını ve onun filmlerinin kendine özgü romantik yapısını da açığa koyan bir benzetmedir.
Kitabın provalarını okurken, Pudovkin'in oyuncu ve oyunculuk konusunda ne çok düşünmüş olduğunu fark ettim. Gerçekten de Pudovkin, oyuncunun bir sinema malzemesi olarak nitelikleri üzerine kafa yorarken, sorunun birçok boyutunu ele almış. Tiyatro ve sinema oyunculuğu arasındaki farklar, oyuncunun çabasında varolan çelişkiler, karakterde süreklilik sağlamanın zorlukları ve teorik koşulları, provanın önemi, karakter ve kurgu arasındaki ilişkiler, diyaloğun önemi, sesle görüntü arasındaki ilişki, diksiyon, makyaj ve jest, amatörlerle çalışmanın sorunları ve çözümleri, bugün 'casting' denen oyuncu seçimi, kolektif çabanın önemi, vs. vs. Sanatçı 1934 yılında yayınladığı bu uzun denemesinde, kendi oyunculuk deneyimlerinden de yararlanarak, oyunculuğun hem oyuncu, hem de yönetmen açısından çeşitli özelliklerine değiniyor ve ortaya iki taraf için de paha biçilmez değerde bir deneyimler, saptamalar ve öğütler toplamı çıkıyor.
Ayrıca bu kitabı okurken, aralarında Maksim Gorki, Lev Tolstoy, Meyerhold, Stanislawski, Mayakovski, Chaplin, Adolphe Menjou gibi çok farklı büyük sanatçıların da yeri geldiğinde anıldığını ve ilginç anı, anekdot veya saptamalar nakledildiğini göreceksiniz.
- Atilla Dorsay