TİYO'nun"Türkçe'den İslâm'a Giriş" serisinin yirmi dördüncü kitabı olan yazımızı geri almak için neşrettiğimiz “Sınıf Bilinci” mecmuamızın RAMAZAN nüshası çıktı.
Sınıf Bilinci Ramazan nüshası Ramazan-ı Şerif'in bir gelenek, bir kültür mirası olarak algılanması karşısında hem şeklen hem de mahiyeti itibariyle pür itikadi ve dolayısıyla siyasi bir mevzi alarak neşr olunuyor. Çünkü tarih bize, Türklerin vatan sahibi olmasının, Kuran-ı Kerim'in nazil olmasının insanlık bakımımdan öneminden ayrı düşünülemeyeciğini öğretiyor. Bu sebeple Ezan-ı Muhammedi'nin 1350 (1932) senesinin ramazan ayında yasaklandığı ve ilk demokratik seçimin hemen ardından ramazan ayına 1369 (1950) yetiştirmek saikıyla o yasağın kaldırıldığı bir ülkede yaşadığımızı bilmek sınıf bilinci gereğidir. Aynı sınıf bilinci son 19 senedir oruç tutanları küçültme faaliyetlerinin önünün açılmasını sineye çekmediğimizi de izhar eder:
On bir ayın hiçbirinde Ramazan'daki gibi kendi zamanımıza yakın bir hayat yaşamıyoruz. Ramazan ayı hıristiyan takvimine göre hangi aya denk gelirse gelsin veya hangi mevsimde olursak olalım Ramazan ayındayızdır. Ramazan'da küfür aleminin bütün dünyaya dayattığı 24 saatlik günde yaşamayız. Müslümanın zamanını beş vakit okunan ezan belirler. Günümüz güneşin doğuşuyla değil fecr-i sadıkla başlar ve gece yarısı değil güneşin batışı ile biter. Ramazan'da imsaktan iftara, iftardan imsaka seyreden bir hayatımız vardır. Günümüz, gecemiz, bizim günümüz bizim gecemizdir.
TİYO'nun"Türkçe'den İslâm'a Giriş" serisinin yirmi dördüncü kitabı olan yazımızı geri almak için neşrettiğimiz “Sınıf Bilinci” mecmuamızın RAMAZAN nüshası çıktı.
Sınıf Bilinci Ramazan nüshası Ramazan-ı Şerif'in bir gelenek, bir kültür mirası olarak algılanması karşısında hem şeklen hem de mahiyeti itibariyle pür itikadi ve dolayısıyla siyasi bir mevzi alarak neşr olunuyor. Çünkü tarih bize, Türklerin vatan sahibi olmasının, Kuran-ı Kerim'in nazil olmasının insanlık bakımımdan öneminden ayrı düşünülemeyeciğini öğretiyor. Bu sebeple Ezan-ı Muhammedi'nin 1350 (1932) senesinin ramazan ayında yasaklandığı ve ilk demokratik seçimin hemen ardından ramazan ayına 1369 (1950) yetiştirmek saikıyla o yasağın kaldırıldığı bir ülkede yaşadığımızı bilmek sınıf bilinci gereğidir. Aynı sınıf bilinci son 19 senedir oruç tutanları küçültme faaliyetlerinin önünün açılmasını sineye çekmediğimizi de izhar eder:
On bir ayın hiçbirinde Ramazan'daki gibi kendi zamanımıza yakın bir hayat yaşamıyoruz. Ramazan ayı hıristiyan takvimine göre hangi aya denk gelirse gelsin veya hangi mevsimde olursak olalım Ramazan ayındayızdır. Ramazan'da küfür aleminin bütün dünyaya dayattığı 24 saatlik günde yaşamayız. Müslümanın zamanını beş vakit okunan ezan belirler. Günümüz güneşin doğuşuyla değil fecr-i sadıkla başlar ve gece yarısı değil güneşin batışı ile biter. Ramazan'da imsaktan iftara, iftardan imsaka seyreden bir hayatımız vardır. Günümüz, gecemiz, bizim günümüz bizim gecemizdir.