Bu araştırma, Türkiye'de 1980 sonrası dönemde yaşanan değişim sürecinin hakim aktörlerinden sivil toplum ağlarını, eğitim alanına yönelerek anlamaya çalışır. Yaşanan değişim, toplumsal hiyerarşinin çeperinde konumlanan muhafazakar bloğun geliştirdiği dinamik ağlarla sınırlı kalmayıp; modernlik projesinin sıkı bağlılarından laik habitusun da dahil olduğu geniş bir alana sahiptir. Bu çerçevede ‘sivil toplum'un merkezde yer aldığı geniş saha, aktörlerin kendi toplumsal tasarımları ekseninde bir dizi ağ üretimine sahne olur. Nitekim Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türk modernleşmesinde laik-seküler-elit kanadın ‘modern toplum tahayyülü'nün 80 sonrası çoğulcu-rekabetçi atmosferine uyarlanmış ‘sivil' bir yüzü olarak karşımıza çıkar. Vakfın eğitim sahasında gerçekleştirdiği pratikler, son tahlilde toplumsal modernlik projesine yaslanmaktadır. Eğitim Gönüllüleri, temel faaliyetleriyle bireyleri, modern araç ve düşünce parametreleriyle buluşturarak eğitim temelinde bir modernleşme hareketini uygulamaya koymaktadır. Bu yönüyle erken Cumhuriyet dönemi seçkinleriyle paralel bir anlam ve referans dünyasına sahiptir. Her iki aktör de ‘geleneksel anlam ve değer dünyalarından sıyrılmış modern bir birey' tahayyülünü paylaşmaktadır. Ancak Eğitim Gönüllüleri; bu tahayyülü, baskı aygıtları ve mühendislikçi yöntemlerden bağımsız kalarak, bireylerin ‘gönüllü olarak benimseyecekleri' bir çerçevede ele alır. Vakıfça, bireyin her türlü aidiyeti bir veri/gerçekçilik olarak alınıp, bunun üzerinde köklü değişimlerden uzak kalınmıştır. Modernlik, toplumsal alanda ve gönüllülük temelindeki bir perspektifle gerçekleştirilmeye çalışılır.
Bu araştırma, Türkiye'de 1980 sonrası dönemde yaşanan değişim sürecinin hakim aktörlerinden sivil toplum ağlarını, eğitim alanına yönelerek anlamaya çalışır. Yaşanan değişim, toplumsal hiyerarşinin çeperinde konumlanan muhafazakar bloğun geliştirdiği dinamik ağlarla sınırlı kalmayıp; modernlik projesinin sıkı bağlılarından laik habitusun da dahil olduğu geniş bir alana sahiptir. Bu çerçevede ‘sivil toplum'un merkezde yer aldığı geniş saha, aktörlerin kendi toplumsal tasarımları ekseninde bir dizi ağ üretimine sahne olur. Nitekim Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türk modernleşmesinde laik-seküler-elit kanadın ‘modern toplum tahayyülü'nün 80 sonrası çoğulcu-rekabetçi atmosferine uyarlanmış ‘sivil' bir yüzü olarak karşımıza çıkar. Vakfın eğitim sahasında gerçekleştirdiği pratikler, son tahlilde toplumsal modernlik projesine yaslanmaktadır. Eğitim Gönüllüleri, temel faaliyetleriyle bireyleri, modern araç ve düşünce parametreleriyle buluşturarak eğitim temelinde bir modernleşme hareketini uygulamaya koymaktadır. Bu yönüyle erken Cumhuriyet dönemi seçkinleriyle paralel bir anlam ve referans dünyasına sahiptir. Her iki aktör de ‘geleneksel anlam ve değer dünyalarından sıyrılmış modern bir birey' tahayyülünü paylaşmaktadır. Ancak Eğitim Gönüllüleri; bu tahayyülü, baskı aygıtları ve mühendislikçi yöntemlerden bağımsız kalarak, bireylerin ‘gönüllü olarak benimseyecekleri' bir çerçevede ele alır. Vakıfça, bireyin her türlü aidiyeti bir veri/gerçekçilik olarak alınıp, bunun üzerinde köklü değişimlerden uzak kalınmıştır. Modernlik, toplumsal alanda ve gönüllülük temelindeki bir perspektifle gerçekleştirilmeye çalışılır.