“Siyah Beyaz” görselliğin kurtarışlarını hiç düşünmemiştim. İradenin geçerli düşünme olasılığının olmadığı yerdeydim. Bunun nedenlerini kimse tahmin dahi edemezdi. Uçurum kenar ölüm zirvesinin geri dönüşü, akıl oyunlarında bitiyordu. İstedikleri yaşam infazının kurtuluşu; Siyah Beyaz sınır çizgi ayarlarında gözlerimin ruhu, onların gözlerindeydi. Her sonun yeni başlangıcı, hayatın nefesinde cehennemin cennetini sunuyordu.
Ölüm uçurum kenarlarına hiç gitmeseydim, Siyah Beyaz ölümlerin olamayacağını biliyordum. Ne kadar korkarsam korkayım “Siyah Beyaz” takipte, onları terk etmem imkânsızdı. Hayat size beklentilerinizin çok ötesinde, saflığın fırtınasını getiriyordu. Zamanı geçen umutların, ümitsiz bekleyişlerinin kurtuluş ayarlarındaki mantıksızlık, vücudumum hücrelerinde bilinmezlikler doluydu. İnfazlar beni öldürmek için sınıyor, yaşamların gülümsemesi yüzüme siniyordu. Arkasından hiç atlamasaydım, ölemeyeceğimi biliyordum.
Ne kadar çabalarsanız çabalayın “Siyah Beyaz” kimse göremez. Kendimi kapana sıkışmış, dipsiz kuyuların derinliklerinde hissediyordum. Nefesim tükeninceye kadar koşup atlayacağım her uçurum, hayat kurtarıyordu. Rüyaların içinde koşmadığım labirent uçurumlar gerçekti. Hiçbir şey korkunç planlarla karşılaşmak istemez. Her şeyin sonuna doğru gelinmiş irade infazlarına, bedenim seyirci kalamazdı.
“Siyah Beyaz” görselliğin kurtarışlarını hiç düşünmemiştim. İradenin geçerli düşünme olasılığının olmadığı yerdeydim. Bunun nedenlerini kimse tahmin dahi edemezdi. Uçurum kenar ölüm zirvesinin geri dönüşü, akıl oyunlarında bitiyordu. İstedikleri yaşam infazının kurtuluşu; Siyah Beyaz sınır çizgi ayarlarında gözlerimin ruhu, onların gözlerindeydi. Her sonun yeni başlangıcı, hayatın nefesinde cehennemin cennetini sunuyordu.
Ölüm uçurum kenarlarına hiç gitmeseydim, Siyah Beyaz ölümlerin olamayacağını biliyordum. Ne kadar korkarsam korkayım “Siyah Beyaz” takipte, onları terk etmem imkânsızdı. Hayat size beklentilerinizin çok ötesinde, saflığın fırtınasını getiriyordu. Zamanı geçen umutların, ümitsiz bekleyişlerinin kurtuluş ayarlarındaki mantıksızlık, vücudumum hücrelerinde bilinmezlikler doluydu. İnfazlar beni öldürmek için sınıyor, yaşamların gülümsemesi yüzüme siniyordu. Arkasından hiç atlamasaydım, ölemeyeceğimi biliyordum.
Ne kadar çabalarsanız çabalayın “Siyah Beyaz” kimse göremez. Kendimi kapana sıkışmış, dipsiz kuyuların derinliklerinde hissediyordum. Nefesim tükeninceye kadar koşup atlayacağım her uçurum, hayat kurtarıyordu. Rüyaların içinde koşmadığım labirent uçurumlar gerçekti. Hiçbir şey korkunç planlarla karşılaşmak istemez. Her şeyin sonuna doğru gelinmiş irade infazlarına, bedenim seyirci kalamazdı.