Prof.Dr.Çetin Yetkin'in beş cilt olarak hazırladığı, ancak her cildi bağımsız bir kitap olarak da okunabilen yılların ürünü olan çalışmasının, Siyasal Düşünceler Tarihi'nin, dördüncü cildini de okurlarımıza sunmuş olmaktan kıvanç duyuyoruz.
Bu dördüncü ciltte, hiçbir zaman dünyanın gündeminden çıkmayan ama son zamanlarda ülkemizde daha bir güncellik kazanan ırkçı ve ulusçu düşüncenin gelişimi ve bugün geldiği aşama ele alınmış bulunuyor.
Bu ciltte önce Nasyonal Sosyalizm'e varan ırkçı siyasal düşüncenin genel olarak gelişimi, Arthur De Gobineau, Gustave Le Bon, Houston Stewart Chamberlain gibi kuramcılarının, bunları izleyen Adolf Hitler, Alfred Rosenberg, Martin Heidegger gibi Nazizme katkıda bulunanların görüşlerini ve uygulamada ırkçı düşüncenin ne anlama geldiğini bulacaksınız. Irkçı düşüncenin Türkiye'ye nasıl yansıdığını da Nihal Atsız, Halil Fikret Kanat, Reha Oğuz Türkkan gibi ırkçı düşün adamlarının yazılarından izleyeceksiniz. Konunun bütün yönleriyle ortaya konulabilmesi için de Alman Nasyonal Sosyalist Devlet Kuramı ile İtalyan Faşist Devlet Kuramı ve başta Totaliter Diktatörlük kurumu olmak üzere diktatörlük çeşitleri de açıklanmış bulunuyor.
Prof.Dr.Yetkin'in üzerinde önemle durduğu bir konu da, ırkçı düşüncenin ulusçuluk ile ne tarihsel, ne kuramsal ve ne de mantıksal hiçbir ilişkisinin bulunmadığıdır. Gerçekten de, kitapta, ırkçılığın zaman bakımından ulusçuluktan çok önce varlık kazandığı, ırkçı düşüncede kendisinden olmayanın dışlanmasına karşılık, ulusçuluğun gelişiminde bunun tam tersine birleştiriciliğin egemen uygulama olduğu anlatılmaktadır.
Ulusçu düşüncenin tarihsel-kuramsal gelişimi Johann Gottfried Herder, Johan Gottlieb Fichte, Giuseppe Mazzini, Ernest Renan, Heinrich von Treitschke ve Max Weber'in; ulusçuluğun kuramsal açıklamaları ise Anthony Smith, Hans Kohn, Edward Hallet Carr, Eric Hobsbawm, Ernest Gellner, Benedict Anderson ve Josep R. Llovera'nın yapıtlarının irdelenmesiyle ele alınmış bulunuyor.
Burjuva ulusçuluğunun son aşaması olan emperyalist ulusçuluğun ne anlama geldiği ise özellikle Japonya, Çin ve Hindistan örnekleriyle ve bu ülkelerde emperyalizme tepki olarak gelişen ulusçu düşünce ve bu ülkelerin ulusçu düşünürlerin görüşleri belirtilerek ortaya konulmuştur.
Kitapta son bölümde Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de ulusçu düşüncenin genel olarak gelişimi belirtildikten sonra, Mustafa Celâleddin Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Süleyman Hüsnü Paşa, Necip Asım, Veled Çelebi, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Mehmet Emin Yurdakul, Tekinalp ve özellikle de Yusuf Akçura, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin'in Türk ulusçu düşüncesine katkıları belgelenmiştir.
Yetkin'in bu kapsamlı çalışmasının en başta gelen özelliği, söz konusu edilen siyasal düşünürlerin doğrudan doğruya kendi yapıtlarından tanıtılması, ilk elden olmasıdır.
Prof.Dr.Çetin Yetkin'in beş cilt olarak hazırladığı, ancak her cildi bağımsız bir kitap olarak da okunabilen yılların ürünü olan çalışmasının, Siyasal Düşünceler Tarihi'nin, dördüncü cildini de okurlarımıza sunmuş olmaktan kıvanç duyuyoruz.
Bu dördüncü ciltte, hiçbir zaman dünyanın gündeminden çıkmayan ama son zamanlarda ülkemizde daha bir güncellik kazanan ırkçı ve ulusçu düşüncenin gelişimi ve bugün geldiği aşama ele alınmış bulunuyor.
Bu ciltte önce Nasyonal Sosyalizm'e varan ırkçı siyasal düşüncenin genel olarak gelişimi, Arthur De Gobineau, Gustave Le Bon, Houston Stewart Chamberlain gibi kuramcılarının, bunları izleyen Adolf Hitler, Alfred Rosenberg, Martin Heidegger gibi Nazizme katkıda bulunanların görüşlerini ve uygulamada ırkçı düşüncenin ne anlama geldiğini bulacaksınız. Irkçı düşüncenin Türkiye'ye nasıl yansıdığını da Nihal Atsız, Halil Fikret Kanat, Reha Oğuz Türkkan gibi ırkçı düşün adamlarının yazılarından izleyeceksiniz. Konunun bütün yönleriyle ortaya konulabilmesi için de Alman Nasyonal Sosyalist Devlet Kuramı ile İtalyan Faşist Devlet Kuramı ve başta Totaliter Diktatörlük kurumu olmak üzere diktatörlük çeşitleri de açıklanmış bulunuyor.
Prof.Dr.Yetkin'in üzerinde önemle durduğu bir konu da, ırkçı düşüncenin ulusçuluk ile ne tarihsel, ne kuramsal ve ne de mantıksal hiçbir ilişkisinin bulunmadığıdır. Gerçekten de, kitapta, ırkçılığın zaman bakımından ulusçuluktan çok önce varlık kazandığı, ırkçı düşüncede kendisinden olmayanın dışlanmasına karşılık, ulusçuluğun gelişiminde bunun tam tersine birleştiriciliğin egemen uygulama olduğu anlatılmaktadır.
Ulusçu düşüncenin tarihsel-kuramsal gelişimi Johann Gottfried Herder, Johan Gottlieb Fichte, Giuseppe Mazzini, Ernest Renan, Heinrich von Treitschke ve Max Weber'in; ulusçuluğun kuramsal açıklamaları ise Anthony Smith, Hans Kohn, Edward Hallet Carr, Eric Hobsbawm, Ernest Gellner, Benedict Anderson ve Josep R. Llovera'nın yapıtlarının irdelenmesiyle ele alınmış bulunuyor.
Burjuva ulusçuluğunun son aşaması olan emperyalist ulusçuluğun ne anlama geldiği ise özellikle Japonya, Çin ve Hindistan örnekleriyle ve bu ülkelerde emperyalizme tepki olarak gelişen ulusçu düşünce ve bu ülkelerin ulusçu düşünürlerin görüşleri belirtilerek ortaya konulmuştur.
Kitapta son bölümde Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de ulusçu düşüncenin genel olarak gelişimi belirtildikten sonra, Mustafa Celâleddin Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Süleyman Hüsnü Paşa, Necip Asım, Veled Çelebi, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Mehmet Emin Yurdakul, Tekinalp ve özellikle de Yusuf Akçura, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin'in Türk ulusçu düşüncesine katkıları belgelenmiştir.
Yetkin'in bu kapsamlı çalışmasının en başta gelen özelliği, söz konusu edilen siyasal düşünürlerin doğrudan doğruya kendi yapıtlarından tanıtılması, ilk elden olmasıdır.