Ünlü yazar Charles Bukowski, Kitlelerin Dehası adlı şiirinde; ortalama insanda, herhangi bir günde herhangi bir orduya yetecek kadar ihanet, nefret, şiddet ve saçmalık vardır, der. Bukowski sıradan insandan ve ondaki nefretten bahsederken bir nefret yolculuğunun ilk durağından bahsetmekte. Yolculuğun diğer duraklarında, ordular, devletler, körleşmiş kitleler, savaşlar, kavgalar var. Yine bu nefret yolculuğunun en önemli duraklarından biri medya, gazete haberleri, televizyon programları, internet, sosyal paylaşım siteleri, popüler kültür ürünleri bulunmaktadır. Medyadan yansıyan, devletlerin orduları, orduların silahları, silahlanmış, nefretle kuşanmış kitleler değildir. Medyadan yansıyan nefret söylemiyle, toplumsal nefret ete kemiğe bürünmekte, ötekini, adı, cismi olmayanı hedef almaktadır. Onu yok saymaktadır, onu aşağılamaktadır, onu kişiliksizleştirmektedir. Medyanın ordusu yoktur, silahı yoktur, tankı yoktur, ancak bazen ürettiği yaydığı nefret söylemi, toptan, tüfekten, silahtan daha tehlikeli olabilir. Kitleleri harekete geçirebilir. İnsanlığa, insanlığımıza büyük zarar verebilir. İşte bu kitap bu hikayeyi, bu yolculuğu medya üzerinden anlatmakta. Ete kemiğe büründürmekte.
Ünlü yazar Charles Bukowski, Kitlelerin Dehası adlı şiirinde; ortalama insanda, herhangi bir günde herhangi bir orduya yetecek kadar ihanet, nefret, şiddet ve saçmalık vardır, der. Bukowski sıradan insandan ve ondaki nefretten bahsederken bir nefret yolculuğunun ilk durağından bahsetmekte. Yolculuğun diğer duraklarında, ordular, devletler, körleşmiş kitleler, savaşlar, kavgalar var. Yine bu nefret yolculuğunun en önemli duraklarından biri medya, gazete haberleri, televizyon programları, internet, sosyal paylaşım siteleri, popüler kültür ürünleri bulunmaktadır. Medyadan yansıyan, devletlerin orduları, orduların silahları, silahlanmış, nefretle kuşanmış kitleler değildir. Medyadan yansıyan nefret söylemiyle, toplumsal nefret ete kemiğe bürünmekte, ötekini, adı, cismi olmayanı hedef almaktadır. Onu yok saymaktadır, onu aşağılamaktadır, onu kişiliksizleştirmektedir. Medyanın ordusu yoktur, silahı yoktur, tankı yoktur, ancak bazen ürettiği yaydığı nefret söylemi, toptan, tüfekten, silahtan daha tehlikeli olabilir. Kitleleri harekete geçirebilir. İnsanlığa, insanlığımıza büyük zarar verebilir. İşte bu kitap bu hikayeyi, bu yolculuğu medya üzerinden anlatmakta. Ete kemiğe büründürmekte.