Kendini yeterli ve dolu görme, susturma ve azarlama kültürü ise ölümün bizzat kendisidir. Bilmenin getirdiği endişe, bilmemenin verdiği rahatlıktan daha hayırlıdır.
"Selefi" olsun, "halefi" olsun, ümmeti oluşturan unsurların önünde yakınlaşma ve anlaşma, daha da ötesi kardeşlik ve sevgiden başka seçenek yoktur.
Herhangi bir harekete bağlı olmak veya onunla birlikte çalışmak, eleştiriye alışmayanlar rahatsızlık duysa bile, samimi eleştiriden beni alıkoymaz.
Kendi ekseni etrafında dönen, mensuplarıyla ve görüntüsüyle övünen ümmetin diğer mensuplarına yukarıdan bakan, münakaşa ve münazara içinde boğulmuş, etrafa bolca itham dağıtan cemaatlerin ise, hiçbir gelecekleri yoktur. Ümmet artık bu tür cemaatlerden bıkmıştır.
Vesayet ve himayecilik mantığını ve kimliğini koruma endişesini aşıp yenilik, etkinlik ve dışa açılım mantığına kavuşmak gerekir. Diktatörlük seçeneği iflas etmiştir ve şiddet seçeneği taraftar kazanmaya başlamıştır. İki seçenekte de hayır yoktur.
Kendini yeterli ve dolu görme, susturma ve azarlama kültürü ise ölümün bizzat kendisidir. Bilmenin getirdiği endişe, bilmemenin verdiği rahatlıktan daha hayırlıdır.
"Selefi" olsun, "halefi" olsun, ümmeti oluşturan unsurların önünde yakınlaşma ve anlaşma, daha da ötesi kardeşlik ve sevgiden başka seçenek yoktur.
Herhangi bir harekete bağlı olmak veya onunla birlikte çalışmak, eleştiriye alışmayanlar rahatsızlık duysa bile, samimi eleştiriden beni alıkoymaz.
Kendi ekseni etrafında dönen, mensuplarıyla ve görüntüsüyle övünen ümmetin diğer mensuplarına yukarıdan bakan, münakaşa ve münazara içinde boğulmuş, etrafa bolca itham dağıtan cemaatlerin ise, hiçbir gelecekleri yoktur. Ümmet artık bu tür cemaatlerden bıkmıştır.
Vesayet ve himayecilik mantığını ve kimliğini koruma endişesini aşıp yenilik, etkinlik ve dışa açılım mantığına kavuşmak gerekir. Diktatörlük seçeneği iflas etmiştir ve şiddet seçeneği taraftar kazanmaya başlamıştır. İki seçenekte de hayır yoktur.