Şerafettin Özışık şiiri,
estetiğe bürünmüş duyguların dışa vurulmuş hali olarak tanımlıyor.
Ona göre bir yazıyı şiir yapan ve ona estetik kazandıransa;
Kafiye, uyak, cinas ve redif gibi edebi sanat enstrümanlardır.
Şairimiz bu kitabında daha çok doğa ile ilgili pastoral şiirlere yer verse de
soğuk kış ayazında kurtlar ve kuşları da düşünüyor.
Irak'ın işgali sırasında Bağdat'ta öldürülen bir genç kız için
“Neden Gözlerin Yaşlı?” şiiri ile onun acısına da ortak oluyor.
Onun şiirlerin de vefa ve içtenliği fazlasıyla görmek mümkün.
Tıp ki, şu dizelerde olduğu gibi:
Selamı sabahı kesme dostlardan,
Onlar aramıyorsa yine sen ara…
Bugün belki de ömrün son demi,
Bir daha gelmeyeceksin ki dünyaya…
Şerafettin Özışık şiiri,
estetiğe bürünmüş duyguların dışa vurulmuş hali olarak tanımlıyor.
Ona göre bir yazıyı şiir yapan ve ona estetik kazandıransa;
Kafiye, uyak, cinas ve redif gibi edebi sanat enstrümanlardır.
Şairimiz bu kitabında daha çok doğa ile ilgili pastoral şiirlere yer verse de
soğuk kış ayazında kurtlar ve kuşları da düşünüyor.
Irak'ın işgali sırasında Bağdat'ta öldürülen bir genç kız için
“Neden Gözlerin Yaşlı?” şiiri ile onun acısına da ortak oluyor.
Onun şiirlerin de vefa ve içtenliği fazlasıyla görmek mümkün.
Tıp ki, şu dizelerde olduğu gibi:
Selamı sabahı kesme dostlardan,
Onlar aramıyorsa yine sen ara…
Bugün belki de ömrün son demi,
Bir daha gelmeyeceksin ki dünyaya…