Düşmanı göremiyorsunuz; tankla, füzeyle saldırmıyor bizimkiler: içimize bir virüz gibi fark ettirmeden giriyorlar. Damarlarımıza, sinir sistemimize bulaşıyorlar da farkında bile olmuyoruz.
* Bazen bayrak, bazen spor, bazen de Atatürk'ün arkasına saklanarak giriyorlar içimize. Biz onu dost sanıyoruz, kendimizden görüyoruz, ancak o ahtapotun kolları gibi yakalıyor bizi, hem de hiç farkettirmeden: sonra onun esiri oluyoruz.
* Türkiye sömürgeleştirilirken, ''uygarlaşıyorsun, demokratikleşiyorsun'' diyorlar bize, yalan söylüyorlar.
* Halbuki gelen faşizm, oligarşi, örtülü diktatörlük. Daha da vahşileşen kapitalizmin içimizdeki uzantıları bunlar. Köylüyü, işçiyi, memuru, esnafı, ulusal sanayiyi ezen güçler; faşizmin ta kendisi.
Kitapta bütün bu konular kısa kısa yazılar olarak işlendi. Tütünden Kıbrıs'a, AB'den ithal edilen elmadan (Ordu)ya kadar her şey var bu kitapta. Ordunun siyasetteki yeri de dahil olmak üzere. Tabii, AKP hükümetinin ''niçin 80 yıldır gelen en Batıcı hükümet'' olduğuna kadar...
Düşmanı göremiyorsunuz; tankla, füzeyle saldırmıyor bizimkiler: içimize bir virüz gibi fark ettirmeden giriyorlar. Damarlarımıza, sinir sistemimize bulaşıyorlar da farkında bile olmuyoruz.
* Bazen bayrak, bazen spor, bazen de Atatürk'ün arkasına saklanarak giriyorlar içimize. Biz onu dost sanıyoruz, kendimizden görüyoruz, ancak o ahtapotun kolları gibi yakalıyor bizi, hem de hiç farkettirmeden: sonra onun esiri oluyoruz.
* Türkiye sömürgeleştirilirken, ''uygarlaşıyorsun, demokratikleşiyorsun'' diyorlar bize, yalan söylüyorlar.
* Halbuki gelen faşizm, oligarşi, örtülü diktatörlük. Daha da vahşileşen kapitalizmin içimizdeki uzantıları bunlar. Köylüyü, işçiyi, memuru, esnafı, ulusal sanayiyi ezen güçler; faşizmin ta kendisi.
Kitapta bütün bu konular kısa kısa yazılar olarak işlendi. Tütünden Kıbrıs'a, AB'den ithal edilen elmadan (Ordu)ya kadar her şey var bu kitapta. Ordunun siyasetteki yeri de dahil olmak üzere. Tabii, AKP hükümetinin ''niçin 80 yıldır gelen en Batıcı hükümet'' olduğuna kadar...