Şuan karaltıyla aramda yirmi metre kalmıştı.
El fenerini karanlığın içine doğru tuttum ve o an olduğum yerde donakaldım.
Donmuş bier ceset ağaca yaslanmış bir şekilde karşımda duruyordu.
Ölüm estetiğini çağrıştıran buz sarkıtları göz çukurlarına birer mızrak gibi saplanmıştı sanki.
Bir amaç uğruna ilkel bir inanışla kurban edilmiş gibiydi.
Bu manzara karşısında ruhlar dünyasını görebiliyordum.
Ölümün şekli ve rengi hep aynıydı ve ölüm yine randevusuna geç kalmıştı.
Şuan karaltıyla aramda yirmi metre kalmıştı.
El fenerini karanlığın içine doğru tuttum ve o an olduğum yerde donakaldım.
Donmuş bier ceset ağaca yaslanmış bir şekilde karşımda duruyordu.
Ölüm estetiğini çağrıştıran buz sarkıtları göz çukurlarına birer mızrak gibi saplanmıştı sanki.
Bir amaç uğruna ilkel bir inanışla kurban edilmiş gibiydi.
Bu manzara karşısında ruhlar dünyasını görebiliyordum.
Ölümün şekli ve rengi hep aynıydı ve ölüm yine randevusuna geç kalmıştı.