Bu çalışma, dünyada İslam'ı seçen bazı Hıristiyan din adamlarının hidayet öykülerini konu almaktadır. Bu zatların her biri, Müslüman olmadan önce birer din adamıdır. İstisnasız hepsi de dinlerine adam kazandırmaya çalışan birer misyonerdir, hatta bazıları kardinal veya başpiskopos seviyesinde yüksek görevlere sahip kişilerdir.
Acaba böylesine dinlerine bağlı, kendi inançlarına başka hayatları davet etmek için çabalayan, bu amaca hayatlarını adayan, bu yolda büyük imkân, itibar ve üne kavuşmuş olan bu şahıslar neden İslam'ı seçtiler?
Hiç kuşku yok ki bu, kolay alınabilecek bir karar değildir. Sosyal çevrelerini, hatta bazen en sevdiklerini yitirmeyi ve yapayalnız kalmayı göze alarak bu yolu seçmişlerdir. Demek ki onları buna sevk eden çok kuvvetli gerekçeler vardır. Bu gerekçeleri incelediğimizde çok ilginç, ibret ve ders dolu hususlarla karşılaşıyoruz.
Bu çalışma, dünyada İslam'ı seçen bazı Hıristiyan din adamlarının hidayet öykülerini konu almaktadır. Bu zatların her biri, Müslüman olmadan önce birer din adamıdır. İstisnasız hepsi de dinlerine adam kazandırmaya çalışan birer misyonerdir, hatta bazıları kardinal veya başpiskopos seviyesinde yüksek görevlere sahip kişilerdir.
Acaba böylesine dinlerine bağlı, kendi inançlarına başka hayatları davet etmek için çabalayan, bu amaca hayatlarını adayan, bu yolda büyük imkân, itibar ve üne kavuşmuş olan bu şahıslar neden İslam'ı seçtiler?
Hiç kuşku yok ki bu, kolay alınabilecek bir karar değildir. Sosyal çevrelerini, hatta bazen en sevdiklerini yitirmeyi ve yapayalnız kalmayı göze alarak bu yolu seçmişlerdir. Demek ki onları buna sevk eden çok kuvvetli gerekçeler vardır. Bu gerekçeleri incelediğimizde çok ilginç, ibret ve ders dolu hususlarla karşılaşıyoruz.