Ah, sadece bir azınlıktır mutluluğu tadan!
O, ne vakit birine ait olsa, aniden söner;
Güneşin altın ihtişamıyla eriyerek yok olan
Gümüş renkli gündüz çiyleri gibi yiter;
Vadesi dolmuş bir çağ, başlamadan biter.
Onur ve güzellik için sahibinin kolları,
Dünyanın kötülüğü karşısında yıkık bir kale duvarı.
Lucretiaya Tecavüz
Bak bana, alacakaranlıktır gördüğün.
Hani güneş batıda ağır ağır söner,
Ardından ruh eşi çıkıp gelir ölümün,
Kara gece alemi uykuyla mühürler.
Bak bana, kor ateş görürsün içimde.
Gençlik artık çokça kül, biraz duman,
Sanki ölüm döşeği gibi yatar üzerinde
Tutuşturan alevle tükenip vadesi dolan.
Bak bana, bilirsin: ayrılık yakın;
Baktıkça büyür, güçlenir aşkın.
Soneler
Ah, sadece bir azınlıktır mutluluğu tadan!
O, ne vakit birine ait olsa, aniden söner;
Güneşin altın ihtişamıyla eriyerek yok olan
Gümüş renkli gündüz çiyleri gibi yiter;
Vadesi dolmuş bir çağ, başlamadan biter.
Onur ve güzellik için sahibinin kolları,
Dünyanın kötülüğü karşısında yıkık bir kale duvarı.
Lucretiaya Tecavüz
Bak bana, alacakaranlıktır gördüğün.
Hani güneş batıda ağır ağır söner,
Ardından ruh eşi çıkıp gelir ölümün,
Kara gece alemi uykuyla mühürler.
Bak bana, kor ateş görürsün içimde.
Gençlik artık çokça kül, biraz duman,
Sanki ölüm döşeği gibi yatar üzerinde
Tutuşturan alevle tükenip vadesi dolan.
Bak bana, bilirsin: ayrılık yakın;
Baktıkça büyür, güçlenir aşkın.
Soneler