Ben doğrusu bir şeyden çok emindim. Hatırlıyorum, çocuklarım kardeşlerim, “Sen bunları yazıyorsun ama kim okuyacak, yazacak?” diyorlardı. “Birileri okuyacak, biliyorum” diyordum.
Turgut Cansever (2008)
Cansever'in 1949'da yazdığı doktora tezi, Türkiye'de yapılan sanat tarihi doktora tezlerinin ilki olması itibariyle ayrı bir öneme sahiptir. Cansever, Selçuk ve Osmanlı sanat tarihinde mühim bir yer işgal eden mukarnas ve baklavalı sütun başlıklarının tarihî seyir içerisinde nasıl inkişaf ettiğini büyük bir titizlikle göstermektedir. Sütun başlıkları Yunan, Roma ve Sasanî gibi kadim medeniyetlerden bu yana kullanılagelen mimarî ve tezyinî bir unsurdur. Cansever bu çalışmasında, Selçuk ve Osmanlılardaki sütun başlıklarının Yunan, Roma, Sasanî, Ermeni, Gürcü ve Bizans ile birlikte Cenubî Suriye, Şimalî Kafkas'tan hangi düzeyde ve ne şekilde etkilendiğini göstermektedir. Cansever, neşri ancak şimdilerde yapılabilen bu önemli eserde, “Selçuk veya Osmanlı sanatı büyüktür, güzeldir, yücedir” yargılarını öne sürme kolaycılığı yerine, Selçuk ve özellikle Osmanlı sanatının kendi anlam bütünlüğü ve tarihî sürekliliği içerisinde hangi kıstaslara göre ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
Ben doğrusu bir şeyden çok emindim. Hatırlıyorum, çocuklarım kardeşlerim, “Sen bunları yazıyorsun ama kim okuyacak, yazacak?” diyorlardı. “Birileri okuyacak, biliyorum” diyordum.
Turgut Cansever (2008)
Cansever'in 1949'da yazdığı doktora tezi, Türkiye'de yapılan sanat tarihi doktora tezlerinin ilki olması itibariyle ayrı bir öneme sahiptir. Cansever, Selçuk ve Osmanlı sanat tarihinde mühim bir yer işgal eden mukarnas ve baklavalı sütun başlıklarının tarihî seyir içerisinde nasıl inkişaf ettiğini büyük bir titizlikle göstermektedir. Sütun başlıkları Yunan, Roma ve Sasanî gibi kadim medeniyetlerden bu yana kullanılagelen mimarî ve tezyinî bir unsurdur. Cansever bu çalışmasında, Selçuk ve Osmanlılardaki sütun başlıklarının Yunan, Roma, Sasanî, Ermeni, Gürcü ve Bizans ile birlikte Cenubî Suriye, Şimalî Kafkas'tan hangi düzeyde ve ne şekilde etkilendiğini göstermektedir. Cansever, neşri ancak şimdilerde yapılabilen bu önemli eserde, “Selçuk veya Osmanlı sanatı büyüktür, güzeldir, yücedir” yargılarını öne sürme kolaycılığı yerine, Selçuk ve özellikle Osmanlı sanatının kendi anlam bütünlüğü ve tarihî sürekliliği içerisinde hangi kıstaslara göre ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.