Yaşlı nüfusun tamamı olmasa da önemli bir kısmı, bakım gereksinimi içindedir. Yaşlı bakımı alanında iki temel kavram karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biri, sağlık bakımı diğeri ise sosyal bakımdır. Bu iki kavramı birbirinden ayırmak kolay değildir. Çünkü yaşlılıkta çoğu zaman sağlık bakımı ile sosyal bakım içiçe geçmektedir, dolayısıyla birinin nerede ve ne zaman başladığının, öbürünün nerede ve ne zaman bittiğinin tespiti, çoğu zaman oldukça güçtür. Bu nedenle, bu incelemede yeri geldikçe her iki kavrama da değinilmiştir. Kavramsal olarak açıklık kazandırılması gereken bir diğer husus da, çalışmanın başlığında geçen "sosyal güvenlik hakkı"dır. Belirtmek gerekir ki, sosyal güvenlik hakkı, genel kabul gören anlayışta sosyal sigorta hakkı olarak kabul edilmektedir. Eğer bu yaklaşım benimsenecek olursa, yaşlı bakımını bir sosyal güvenlik hakkı olarak nitelemek yalnızca bakım sigortasını düzenlemiş olan sınırlı sayıda hukuk sistemi açısından mümkün olacaktır. Ancak bu çalışmada, sosyal güvenlik hakkı, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetleri de içeren geniş anlamıyla kullanıldığından, İsveç modelinde olduğu gibi yaşlı bakımını sosyal hizmetler kapsamında düzenleyen sistemler için de "sosyal güvenlik hakkı" kavramının kullanılması tercih edilmiştir. Bu tercihin nedenleri, çalışmanın sosyal güvenlik hakkının anlamı ve kapsamı başlıklı birinci bölümünde ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Çalışmanın devamında sırasıyla; yaşılılığın beraberinde getirdiği sosyal sorunların neler olduğu, yaşlı bakımında kurumsal bakım ve evde bakım modelleri, yaşlı bakımını sosyal sigortaların kapsamında düzenleyen Almanya örneği ile yaşlı bakımını sosyal hizmetlerin kapsamında düzenleyen İsveç örneği, Türk hukukunda yaşlı bakımına ilişkin hukuki düzenlemeler, uluslararası belgeler ve uluslararası sözleşmelerde yaşlı bakımı ele alınmak suretiyle, ülkemizde oluşturulacak modele ışık tutmaya çalışılmıştır.
Yaşlı nüfusun tamamı olmasa da önemli bir kısmı, bakım gereksinimi içindedir. Yaşlı bakımı alanında iki temel kavram karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biri, sağlık bakımı diğeri ise sosyal bakımdır. Bu iki kavramı birbirinden ayırmak kolay değildir. Çünkü yaşlılıkta çoğu zaman sağlık bakımı ile sosyal bakım içiçe geçmektedir, dolayısıyla birinin nerede ve ne zaman başladığının, öbürünün nerede ve ne zaman bittiğinin tespiti, çoğu zaman oldukça güçtür. Bu nedenle, bu incelemede yeri geldikçe her iki kavrama da değinilmiştir. Kavramsal olarak açıklık kazandırılması gereken bir diğer husus da, çalışmanın başlığında geçen "sosyal güvenlik hakkı"dır. Belirtmek gerekir ki, sosyal güvenlik hakkı, genel kabul gören anlayışta sosyal sigorta hakkı olarak kabul edilmektedir. Eğer bu yaklaşım benimsenecek olursa, yaşlı bakımını bir sosyal güvenlik hakkı olarak nitelemek yalnızca bakım sigortasını düzenlemiş olan sınırlı sayıda hukuk sistemi açısından mümkün olacaktır. Ancak bu çalışmada, sosyal güvenlik hakkı, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetleri de içeren geniş anlamıyla kullanıldığından, İsveç modelinde olduğu gibi yaşlı bakımını sosyal hizmetler kapsamında düzenleyen sistemler için de "sosyal güvenlik hakkı" kavramının kullanılması tercih edilmiştir. Bu tercihin nedenleri, çalışmanın sosyal güvenlik hakkının anlamı ve kapsamı başlıklı birinci bölümünde ayrıntılarıyla açıklanmıştır. Çalışmanın devamında sırasıyla; yaşılılığın beraberinde getirdiği sosyal sorunların neler olduğu, yaşlı bakımında kurumsal bakım ve evde bakım modelleri, yaşlı bakımını sosyal sigortaların kapsamında düzenleyen Almanya örneği ile yaşlı bakımını sosyal hizmetlerin kapsamında düzenleyen İsveç örneği, Türk hukukunda yaşlı bakımına ilişkin hukuki düzenlemeler, uluslararası belgeler ve uluslararası sözleşmelerde yaşlı bakımı ele alınmak suretiyle, ülkemizde oluşturulacak modele ışık tutmaya çalışılmıştır.