Sosyal hizmetler, temelinde gönüllülük ve yardımseverlik barındırdığından derin tarihi köklere sahip bir saha olmasına rağmen, çok sonraları bir meslek ve bilim dalı haline gelmiştir. Sosyal hizmet, ortaya çıktığı bu ilk dönemlerinde dinî ve manevi değerlerden önemli ölçüde etkilenmiş, fakat maneviyattan bu olumlu etkilenim, zamanla yerini belirsizliğe hatta düşmanlığa bırakmıştır. Bilimsel bir meslek olma çabası, sosyal hizmetin manevi sorunlardan ve müdahalelerden uzaklaşmasına sebebiyet vermiş, insanın sübjektif, içgüdüsel ve yaratıcı parçaları yok sayılmıştır. Sosyal hizmet alanının maneviyat konusuna olan ihmâlli bakışı günümüzde değişmeye başlamıştır ve son yıllarda giderek artan maneviyat ve sosyal hizmet konulu literatür, bu konuya olan ilgide belirgin bir artış olduğuna şahitlik etmektedir.
Türkiye'de sosyal çalışmacılara başvuran bazı müracaatçıların, yaşadığı sorunlarda dinî/ilahi bir açıklama beklediği, içinde bulundukları bazı sorunların çözümünde manevi argümanlar bekledikleri gözlenmesine rağmen Türkiye'deki sosyal çalışmacıların, mesleki uygulamalarında maneviyata nasıl baktıkları, maneviyatı kullanıp kullanmadıkları net olarak bilinmemektedir.
Bu çalışma; maneviyat ve sosyal hizmet ilişkisini ortaya koyarak Türkiye'deki sosyal çalışmacıların, maneviyat ve manevi konulara ilişkin kişisel ve mesleki bakış açılarını keşfederek betimlemeye çalışmakla birlikte, “Sosyal hizmet ve maneviyat arasında nasıl bir ilişki vardır?”, “Türkiye'de sosyal hizmet uygulamasında maneviyatın rolü nedir?”, “Maneviyat gerçek anlamıyla sosyal hizmet alanında kullanılabiliyor mu?”, “Sosyal çalışmacılar maneviyat ve din kavramlarının birbirinden ayırıyorlar mı?” “Sosyal çalışmacılar, uygulama noktasında hangi manevi müdahaleleri uygun bulmaktadırlar?” gibi birtakım soruların cevabını aramaktadır.
Sosyal hizmetler, temelinde gönüllülük ve yardımseverlik barındırdığından derin tarihi köklere sahip bir saha olmasına rağmen, çok sonraları bir meslek ve bilim dalı haline gelmiştir. Sosyal hizmet, ortaya çıktığı bu ilk dönemlerinde dinî ve manevi değerlerden önemli ölçüde etkilenmiş, fakat maneviyattan bu olumlu etkilenim, zamanla yerini belirsizliğe hatta düşmanlığa bırakmıştır. Bilimsel bir meslek olma çabası, sosyal hizmetin manevi sorunlardan ve müdahalelerden uzaklaşmasına sebebiyet vermiş, insanın sübjektif, içgüdüsel ve yaratıcı parçaları yok sayılmıştır. Sosyal hizmet alanının maneviyat konusuna olan ihmâlli bakışı günümüzde değişmeye başlamıştır ve son yıllarda giderek artan maneviyat ve sosyal hizmet konulu literatür, bu konuya olan ilgide belirgin bir artış olduğuna şahitlik etmektedir.
Türkiye'de sosyal çalışmacılara başvuran bazı müracaatçıların, yaşadığı sorunlarda dinî/ilahi bir açıklama beklediği, içinde bulundukları bazı sorunların çözümünde manevi argümanlar bekledikleri gözlenmesine rağmen Türkiye'deki sosyal çalışmacıların, mesleki uygulamalarında maneviyata nasıl baktıkları, maneviyatı kullanıp kullanmadıkları net olarak bilinmemektedir.
Bu çalışma; maneviyat ve sosyal hizmet ilişkisini ortaya koyarak Türkiye'deki sosyal çalışmacıların, maneviyat ve manevi konulara ilişkin kişisel ve mesleki bakış açılarını keşfederek betimlemeye çalışmakla birlikte, “Sosyal hizmet ve maneviyat arasında nasıl bir ilişki vardır?”, “Türkiye'de sosyal hizmet uygulamasında maneviyatın rolü nedir?”, “Maneviyat gerçek anlamıyla sosyal hizmet alanında kullanılabiliyor mu?”, “Sosyal çalışmacılar maneviyat ve din kavramlarının birbirinden ayırıyorlar mı?” “Sosyal çalışmacılar, uygulama noktasında hangi manevi müdahaleleri uygun bulmaktadırlar?” gibi birtakım soruların cevabını aramaktadır.