Birçok doğru tarafı olan A. Jdanov'un görüşünün konuyu doğru olarak çözümleyemediği ve üstelik çok olumsuz ve tehlikeli sonuçlar doğurduğunu söylemenin artık zamanı gelmiştir. Sovyet edebiyatında kahramanlık dönemlerine ait çok önemli yapıtlar, örneğin "Çapayef", "Çimento" gibi yapıtlar olmakla birlikte, Stalin döneminde Ehrenburg gibi bazı önemli yazarlar dışında bu nedenle bir rönesans yaşanmamıştır. Sovyet toplumunun olumsuzluklarının doğru bir eleştirisi yapılamamıştır. Bırakın edebiyatı, genetik biliminde bile Lisensko olayında görüldüğü gibi, Parti Genel Sekreteri, memlekete büyük maddi zararlar veren kararlar alabilmiş, tercihler yapabilmiştir. En önemlisi, memlekette eleştiri de, doktrinin gelişmesi de önlenmiş, düşünce dogmalaştırılmıştır. İşin ilginç tarafı, insanı putlaştırmanın ve bürokratik sapmanın ilk eleştirisinin Sovyetler Birliği'nde, tiyatro dalında, Nazım Hikmet tarafından yapılmış olmasıdır. Ancak o eleştirinin, Stalin'in ölümünden sonra Kruşçov'un 1956 Parti Kongresi'nde Stalin'i sert bir şekilde eleştirmesinden sonra yapılabildiğini unutmayalım. Nazım Hikmet'in "İvan İvanoviç Yaşadı mı?" piyesi buna rağmen bürokrasiyi rahatsız ettiği için Moskova'da ancak bir iki gün oynayabilmiştir.
Birçok doğru tarafı olan A. Jdanov'un görüşünün konuyu doğru olarak çözümleyemediği ve üstelik çok olumsuz ve tehlikeli sonuçlar doğurduğunu söylemenin artık zamanı gelmiştir. Sovyet edebiyatında kahramanlık dönemlerine ait çok önemli yapıtlar, örneğin "Çapayef", "Çimento" gibi yapıtlar olmakla birlikte, Stalin döneminde Ehrenburg gibi bazı önemli yazarlar dışında bu nedenle bir rönesans yaşanmamıştır. Sovyet toplumunun olumsuzluklarının doğru bir eleştirisi yapılamamıştır. Bırakın edebiyatı, genetik biliminde bile Lisensko olayında görüldüğü gibi, Parti Genel Sekreteri, memlekete büyük maddi zararlar veren kararlar alabilmiş, tercihler yapabilmiştir. En önemlisi, memlekette eleştiri de, doktrinin gelişmesi de önlenmiş, düşünce dogmalaştırılmıştır. İşin ilginç tarafı, insanı putlaştırmanın ve bürokratik sapmanın ilk eleştirisinin Sovyetler Birliği'nde, tiyatro dalında, Nazım Hikmet tarafından yapılmış olmasıdır. Ancak o eleştirinin, Stalin'in ölümünden sonra Kruşçov'un 1956 Parti Kongresi'nde Stalin'i sert bir şekilde eleştirmesinden sonra yapılabildiğini unutmayalım. Nazım Hikmet'in "İvan İvanoviç Yaşadı mı?" piyesi buna rağmen bürokrasiyi rahatsız ettiği için Moskova'da ancak bir iki gün oynayabilmiştir.