“Temel fikrini, kökleri erken sanayi çağına dayanan düşünsel kalıptan yeterince kararlı biçimde sıyırarak yeni toplumsal teorik çerçevelere taşıyabilmesi halinde, sosyalizmde hala canlı bir kıvılcımın saklı olduğunu kanıtlamaya çalışacağım.”
Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sosyalizmin tarihsel olarak “bittiği” iddialarının dillendirilmesinin üzerinden çeyrek yüzyılı aşkın zaman geçti; sosyalizmin en azından fikri, hâlâ yaşıyor. Frankfurt Okulu/ Eleştirel Teori geleneğinin son kuşağının temsilcisi Axel Honneth, bu kitapta sosyalizm fikrini canlandırmanın yolunu tartışıyor.
Günümüzde sosyalizm seçeneğini yeniden gündeme getirme çabasının bir kolunu, “sıcakkanlı” bir arayış oluşturuyor. Bu arayış, yenilenmenin kaynağını, son yılların anti-kapitalist protesto ve ayaklanma hareketlerinin dinamiğinde görüyor. Axel Honneth ise bu arayışta “serinkanlı” kolu temsil ediyor. O, sosyalizmin teorik öncüllerini temelden sorgulamaktan yana. Bunun için, geleneksel sosyalizmin sanayi toplumunun gerçekliğine bağlı paradigmasından çıkması gerektiğini düşünüyor. Honneth'in arayışı, liberalizmi içinden aşma perspektifiyle birleşiyor.
“Mirası kurtarma” değil, yeniden tarif etme çabası
“Temel fikrini, kökleri erken sanayi çağına dayanan düşünsel kalıptan yeterince kararlı biçimde sıyırarak yeni toplumsal teorik çerçevelere taşıyabilmesi halinde, sosyalizmde hala canlı bir kıvılcımın saklı olduğunu kanıtlamaya çalışacağım.”
Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sosyalizmin tarihsel olarak “bittiği” iddialarının dillendirilmesinin üzerinden çeyrek yüzyılı aşkın zaman geçti; sosyalizmin en azından fikri, hâlâ yaşıyor. Frankfurt Okulu/ Eleştirel Teori geleneğinin son kuşağının temsilcisi Axel Honneth, bu kitapta sosyalizm fikrini canlandırmanın yolunu tartışıyor.
Günümüzde sosyalizm seçeneğini yeniden gündeme getirme çabasının bir kolunu, “sıcakkanlı” bir arayış oluşturuyor. Bu arayış, yenilenmenin kaynağını, son yılların anti-kapitalist protesto ve ayaklanma hareketlerinin dinamiğinde görüyor. Axel Honneth ise bu arayışta “serinkanlı” kolu temsil ediyor. O, sosyalizmin teorik öncüllerini temelden sorgulamaktan yana. Bunun için, geleneksel sosyalizmin sanayi toplumunun gerçekliğine bağlı paradigmasından çıkması gerektiğini düşünüyor. Honneth'in arayışı, liberalizmi içinden aşma perspektifiyle birleşiyor.
“Mirası kurtarma” değil, yeniden tarif etme çabası