Genel olarak verili düzeni ve işleyişini ve değişimini tanımlarken iyimser bir dünyayı tanımlamadığımızın farkındayız. Ancak bütün bunlara karşın, hatta bilimin ve sanatın da bu anlamda kötümserliğine karşın, bağımsız irademizin özgürce koşulların dışına çıkma imkânına ve iyimserliğine bağlıyız. … Gerçeğe bağlıyız, ama mahkûm değiliz. İyimserliğimizin kaynağı da bundan kaynaklanmaktadır. İnsana ve onun özgür iradesine, yaratıcılığına, hayallerine duyduğumuz güven esastır. Bütün düşmanlığa, sınırlılıklara karşı geniş kitlelerin en dinamik biçimde mücadelesi, öncelikle dünya tarihinin ve insanın geleceğinin birliği, özgür emek ve dayanışma içinde ortaya çıkan örgütlü muhalefeti ile mümkün olacaktır. İnsanlığın birlik ve geleceğine karşı güven ve bunun örgütlenmesine herkesin kendi yeteneğine ve birikimine göre katkı vermek insanın geleceği için bir varoluş sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Dünyanın taşralaşmasına ve barbarlık çağına girişe karşı antici bir itiraz ve eleştiri, reddetmek yetmemektedir, bu itiraz aynı zamanda yapısal bir değişimi ve örgütlenmeyi de gerektirmektedir. Bunun sınırı ve açılımını mücadelenin kendisi belirleyecektir. Ama bu aynı zamanda yeni bir dünya hayalini, ütopyalarını geliştirmemize bağlıdır. Daha sanatçı, daha duyarlı, daha hayalci, neşeli, eğlenceli, dayanışmacı, tutarlı, özgür emeğe ve birlikteliğe dayalı bir dünyayı özlemek ve istemek durumundayız.
Ertan Eğribel
Genel olarak verili düzeni ve işleyişini ve değişimini tanımlarken iyimser bir dünyayı tanımlamadığımızın farkındayız. Ancak bütün bunlara karşın, hatta bilimin ve sanatın da bu anlamda kötümserliğine karşın, bağımsız irademizin özgürce koşulların dışına çıkma imkânına ve iyimserliğine bağlıyız. … Gerçeğe bağlıyız, ama mahkûm değiliz. İyimserliğimizin kaynağı da bundan kaynaklanmaktadır. İnsana ve onun özgür iradesine, yaratıcılığına, hayallerine duyduğumuz güven esastır. Bütün düşmanlığa, sınırlılıklara karşı geniş kitlelerin en dinamik biçimde mücadelesi, öncelikle dünya tarihinin ve insanın geleceğinin birliği, özgür emek ve dayanışma içinde ortaya çıkan örgütlü muhalefeti ile mümkün olacaktır. İnsanlığın birlik ve geleceğine karşı güven ve bunun örgütlenmesine herkesin kendi yeteneğine ve birikimine göre katkı vermek insanın geleceği için bir varoluş sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Dünyanın taşralaşmasına ve barbarlık çağına girişe karşı antici bir itiraz ve eleştiri, reddetmek yetmemektedir, bu itiraz aynı zamanda yapısal bir değişimi ve örgütlenmeyi de gerektirmektedir. Bunun sınırı ve açılımını mücadelenin kendisi belirleyecektir. Ama bu aynı zamanda yeni bir dünya hayalini, ütopyalarını geliştirmemize bağlıdır. Daha sanatçı, daha duyarlı, daha hayalci, neşeli, eğlenceli, dayanışmacı, tutarlı, özgür emeğe ve birlikteliğe dayalı bir dünyayı özlemek ve istemek durumundayız.
Ertan Eğribel