Günümüzde Batı Doğu-Batı çatışmasını aşmadan bu çatışma ve farklılığı önemsiz hale getirmeye çalışmaktadır. Bunun için dünya uygarlık mirasının yıkımı ve kimliksizleşmeyi bile savunmaktan kaçınmamaktadır. Modern toplumsal ilerleme ve tarihi değişme anlayışı ile toplum arasındaki ilişki Batı çıkarları tarafından belirlenmiştir. Bu açıklama biçimi savunulamayınca ve bariz üstünlüğü artık tartışılmaz hale geldiğinde tarihi ve toplumsal değişme anlayışı da savunulamamıştır. Gerçekte Batı dünya düzeni/çözümü ve örgütlenmesi sınırlıdır, meşruiyetini ve temsil imkânını yitirmiştir, Batı'da toplumsal değişmede öncülük ve sözcülük edecek, savunacak toplumsal bir sınıf ve toplum yoktur.
Ancak Batı düzeni kendini meşrulaştırmak için mevcut düzene karşı olabilecek her türlü değişimi, temsili ve çözümü, açıklamayı daha başlangıçta mahkûm etmekte ve reddetmektedir. …Günümüzde toplumsal ve tarihi gelişme ve değişmeyi savunan en önemli güç Doğu toplumlarıdır. Mevcut görüntü ve bozulma, itiş kakış, kakafoni, sorunlar bizi yanıltmamalıdır. Umutsuzluğa, çaresizliğe kapılmamalıdır. Türkiye bu açıdan geçmiş deneyimleri ile bu konuda, toplumsal ve tarihi değişmede sözcülük edecek birikim ve güce sahiptir. Günümüz dünya ve toplum sorunlarının çözülmemesini ve mevcut düzeni savunmaktan, toplumsal değişmeden vazgeçmekten hiçbir toplumun, toplumsal kesimin çıkarı yoktur. Verili düzen elbet aşılmaya mahkûmdur. Ancak bu değişim kendiliğinden değildir. Yeni bir dünya bütün dünyanın özlemidir. Bizim beklentimiz de bu yöndedir.
Ertan Eğribel, Yüksel Yıldırım
Günümüzde Batı Doğu-Batı çatışmasını aşmadan bu çatışma ve farklılığı önemsiz hale getirmeye çalışmaktadır. Bunun için dünya uygarlık mirasının yıkımı ve kimliksizleşmeyi bile savunmaktan kaçınmamaktadır. Modern toplumsal ilerleme ve tarihi değişme anlayışı ile toplum arasındaki ilişki Batı çıkarları tarafından belirlenmiştir. Bu açıklama biçimi savunulamayınca ve bariz üstünlüğü artık tartışılmaz hale geldiğinde tarihi ve toplumsal değişme anlayışı da savunulamamıştır. Gerçekte Batı dünya düzeni/çözümü ve örgütlenmesi sınırlıdır, meşruiyetini ve temsil imkânını yitirmiştir, Batı'da toplumsal değişmede öncülük ve sözcülük edecek, savunacak toplumsal bir sınıf ve toplum yoktur.
Ancak Batı düzeni kendini meşrulaştırmak için mevcut düzene karşı olabilecek her türlü değişimi, temsili ve çözümü, açıklamayı daha başlangıçta mahkûm etmekte ve reddetmektedir. …Günümüzde toplumsal ve tarihi gelişme ve değişmeyi savunan en önemli güç Doğu toplumlarıdır. Mevcut görüntü ve bozulma, itiş kakış, kakafoni, sorunlar bizi yanıltmamalıdır. Umutsuzluğa, çaresizliğe kapılmamalıdır. Türkiye bu açıdan geçmiş deneyimleri ile bu konuda, toplumsal ve tarihi değişmede sözcülük edecek birikim ve güce sahiptir. Günümüz dünya ve toplum sorunlarının çözülmemesini ve mevcut düzeni savunmaktan, toplumsal değişmeden vazgeçmekten hiçbir toplumun, toplumsal kesimin çıkarı yoktur. Verili düzen elbet aşılmaya mahkûmdur. Ancak bu değişim kendiliğinden değildir. Yeni bir dünya bütün dünyanın özlemidir. Bizim beklentimiz de bu yöndedir.
Ertan Eğribel, Yüksel Yıldırım