Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren özellikle 18. yüzyıla kadar kurumsallaşma yapısı ve devletleşme anlayışı ile dünya üzerinde büyük bir güç olmuştur. Göçebe aşiret halinden sonra devletlilik sınavını geçen Osmanlı, Klasik Dönem olarak adlandırılan tarihlerde kendi toplumsal, ahlaki, kültürel, siyasi yapısını oluşturmuş ve bu yönde gelişim sağlayabilmiştir. Ancak Klasik dönem sonrasında batılılaşma ve modernleşme anlayışlarının hâkim olduğu süreç boyunca, Osmanlı istediği eski düzenine kavuşamamış ve bu nedenle birtakım farklı adımlar atmak zorunda kalmıştır. Osmanlı'nın ve daha sonra Cumhuriyet Türkiye'sinin arzu edilen çağ atlama düzeyine ulaşamaması sosyal bilimcileri Osmanlı-Türk toplum yapısını analize yönlendirmiştir. Bu çalışma sosyolojik analizleri konu edinerek, özellikle Türk sosyologlarının Osmanlı - Türk toplum yapısına dair görüşlerini siyasi, iktisadi, ahlaki ve dini kavram ve boyutlarla ele almayı amaçlamıştır.
Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren özellikle 18. yüzyıla kadar kurumsallaşma yapısı ve devletleşme anlayışı ile dünya üzerinde büyük bir güç olmuştur. Göçebe aşiret halinden sonra devletlilik sınavını geçen Osmanlı, Klasik Dönem olarak adlandırılan tarihlerde kendi toplumsal, ahlaki, kültürel, siyasi yapısını oluşturmuş ve bu yönde gelişim sağlayabilmiştir. Ancak Klasik dönem sonrasında batılılaşma ve modernleşme anlayışlarının hâkim olduğu süreç boyunca, Osmanlı istediği eski düzenine kavuşamamış ve bu nedenle birtakım farklı adımlar atmak zorunda kalmıştır. Osmanlı'nın ve daha sonra Cumhuriyet Türkiye'sinin arzu edilen çağ atlama düzeyine ulaşamaması sosyal bilimcileri Osmanlı-Türk toplum yapısını analize yönlendirmiştir. Bu çalışma sosyolojik analizleri konu edinerek, özellikle Türk sosyologlarının Osmanlı - Türk toplum yapısına dair görüşlerini siyasi, iktisadi, ahlaki ve dini kavram ve boyutlarla ele almayı amaçlamıştır.